EN Control Union offers producers, manufacturers and retailers solutions to prepare your supply chain via various global sustainability programs and tailor-made services.
EN Control Union offers producers, manufacturers and retailers solutions to prepare your supply chain via various global sustainability programs and tailor-made services.
TR Control Union üreticilere, imalatçılara ve perakendecilere çeşitli küresel sürdürülebilirlik programları ve özelleştirilmiş hizmetler aracılığıyla tedarik zinciri hazırlamak için çözümler sunar.
Engels | Turks |
---|---|
offers | sunar |
supply | tedarik |
chain | zinciri |
global | küresel |
sustainability | sürdürülebilirlik |
control | control |
union | union |
various | çeşitli |
solutions | çözümler |
services | hizmetler |
programs | programları |
and | ve |
to | için |
EN We source parts from component manufacturers, aftermarket suppliers, and even harvest parts from brand-new products that have been returned to retailers
TR Biz parçalarımızı, bileşen üreticilerinden, yedek parçacılardan ve hatta satıcılara iade edilen yeni ürünlerden sökerek elde ederiz
Engels | Turks |
---|---|
parts | parçalar |
component | bileşen |
new | yeni |
and | ve |
we | biz |
have | elde |
to | hatta |
even | bile |
EN Deichmann, a Germany-based company, is one of the world’s leading shoe retailers and an internationally well-known brand; operating more than 3,700 stores in 24 countries
TR Almanya merkezli bir şirket olan Deichmann, dünyanın önde gelen ayakkabı perakendecilerinden ve uluslararası tanınmış bir marka olarak 24 ülkede 3.700'den fazla mağaza işletiyor
Engels | Turks |
---|---|
brand | marka |
internationally | uluslararası |
known | tanınmış |
company | şirket |
germany | almanya |
based | merkezli |
and | ve |
countries | ülkede |
more | fazla |
EN Whether we like it or not, retailers live in a world of uncertainties and preparation is key
TR İster kabul edelim, ister etmeyelim; perakende satış firmaları bir 'belirsizlikler' dünyasında yaşar ve bu dünyada 'her an her şeye hazır olmak' son derece önemlidir
Engels | Turks |
---|---|
world | dünyada |
a | bir |
and | ve |
of | her |
whether | bu |
EN With +40 music services and retailers supported, direct your fans to the music platforms of their choice !
TR 40'ın üzerindeki desteklenen müzik hizmeti ve satıcısıyla hayranlarınızı istedikleri müzik platformuna yönlendirin!
Engels | Turks |
---|---|
music | müzik |
services | hizmeti |
supported | desteklenen |
of | ın |
with | üzerindeki |
and | ve |
EN TENCEL™ fibers are found in the collections of many leading designers and renowned retailers.
TR TENCEL™ elyafları pek çok lider tasarımcı ve ünlü perakende mağazaların koleksiyonunda yer alıyor.
EN Not all products shown on this website are available through all FOREO retailers
TR İnternet sitesinde gösterilen bütün ürünler FOREO perakende satış ortaklarında bulunmayabilir
Engels | Turks |
---|---|
all | bütün |
shown | gösterilen |
website | sitesinde |
products | ürünler |
foreo | foreo |
EN Installation Materials Manufacturers and Retailers
TR Tesisat Malzemeleri Üretici ve Satıcıları
Engels | Turks |
---|---|
materials | malzemeleri |
and | ve |
EN Control Union offers producers, manufacturers and retailers solutions to prepare your supply chain via various global sustainability programs and tailor-made services.
TR Control Union üreticilere, imalatçılara ve perakendecilere çeşitli küresel sürdürülebilirlik programları ve özelleştirilmiş hizmetler aracılığıyla tedarik zinciri hazırlamak için çözümler sunar.
Engels | Turks |
---|---|
offers | sunar |
supply | tedarik |
chain | zinciri |
global | küresel |
sustainability | sürdürülebilirlik |
control | control |
union | union |
various | çeşitli |
solutions | çözümler |
services | hizmetler |
programs | programları |
and | ve |
to | için |
EN more sales of organic foods were recorded by retailers in 2016.
TR Organik gıdadan elde edilen ciro, 2016 yılında % 9,9 oranında artış kaydetti.
Engels | Turks |
---|---|
organic | organik |
in | yılında |
EN The victims of this development have been the shops in the stationary retail sector: department stores, boutiques and specialist retailers
TR Bu süreçten sabit ticaret mekanları zarar gördü: Büyük mağazalar, butikler ve spesifik ürün dükkanları
Engels | Turks |
---|---|
shops | dükkanları |
and | ve |
this | bu |
EN Retailers want to deliver on the promise of omnichannel commerce
TR Perakendeciler çok kanallı ticaret vaadini yerine getirmek istiyor
Engels | Turks |
---|---|
want | istiyor |
commerce | ticaret |
EN In addition, advanced analytics can help retailers improve everything from just-in-time manufacturing processes to distribution and inventory management
TR Ayrıca, gelişmiş analizler perakendecilerin tam zamanında üretim süreçlerinden dağıtım ve envanter yönetimine kadar her şeyi geliştirmelerine yardımcı olabilir
Engels | Turks |
---|---|
analytics | analizler |
can | olabilir |
distribution | dağıtım |
inventory | envanter |
management | yönetimine |
advanced | gelişmiş |
just | tam |
help | yardımcı |
in | da |
and | ve |
manufacturing | üretim |
EN As stores increasingly serve as distribution centers, retailers know it?s important to get online fulfillment right to guarantee customer satisfaction and maximize profitability.
TR Mağazalar giderek dağıtım merkezleri olarak hizmet verdiğinden, perakendeciler müşteri memnuniyetini garanti etmek ve kârlılığı en üst düzeye çıkarmak için online siparişi yerine getirme hakkının önemli olduğunu biliyorlar.
Engels | Turks |
---|---|
increasingly | giderek |
serve | hizmet |
distribution | dağıtım |
centers | merkezleri |
online | online |
guarantee | garanti |
customer | müşteri |
satisfaction | memnuniyetini |
and | ve |
it | olduğunu |
important | önemli |
right | hakkı |
EN Edge computing helps retailers meet these demands
TR Edge bilişim perakendecilerin bu talepleri karşılamasına yardımcı olur
Engels | Turks |
---|---|
helps | yardımcı olur |
these | bu |
edge | edge |
EN Retailers can select their own solutions or use reference designs to align technology to their physical space, security needs and on-site environmental conditions.
TR Perakendeciler, teknolojiyi fiziksel alanları, güvenlik ihtiyaçları ve tesis içi çevre koşullarıyla uyumlu hale getirmek için kendi çözümlerini seçebilir veya referans tasarımları kullanabilir.
Engels | Turks |
---|---|
select | seç |
reference | referans |
technology | teknolojiyi |
physical | fiziksel |
security | güvenlik |
environmental | çevre |
or | veya |
conditions | koşullar |
designs | tasarımları |
needs | ihtiyaçları |
and | ve |
to | için |
EN This is used to make relevant add-on recommendations to customers during the checkout process for online retailers.
TR Bu, çevrimiçi perakendeciler için satın almayı tamamlama adımında müşterilere ilgili ek öneriler yapmak için kullanılır.
Engels | Turks |
---|---|
used | kullanılır |
online | çevrimiçi |
add | ek |
recommendations | öneriler |
this | bu |
customers | müşterilere |
on | ilgili |
EN Consumers, retailers and food producers are looking for fresher, more convenient food packaging solutions that have a minimum impact on the environment
TR Tüketiciler, perakendeciler ve gıda üreticileri çevresel etkisi en az olan, daha yeni ve daha kullanışlı gıda paketleme çözümleri arıyorlar
Engels | Turks |
---|---|
consumers | tüketiciler |
food | gıda |
packaging | paketleme |
minimum | en az |
impact | etkisi |
convenient | kullanışlı |
solutions | çözümleri |
and | ve |
a | olan |
more | daha |
EN A Tetra Pak-commissioned study carried out in February 2018 interviewed leading e-retailers offering online groceries in North America, Europe and China
TR Tetra Pak tarafından başlatılan ve Şubat 2018'de yapılan bir çalışmada Kuzey Amerika, Avrupa ve Çin'de çevrimiçi market hizmeti sunan önde gelen e-perakendecilerle görüşüldü
Engels | Turks |
---|---|
tetra | tetra |
offering | sunan |
north | kuzey |
america | amerika |
europe | avrupa |
pak | pak |
online | çevrimiçi |
out | de |
a | bir |
carried | tarafından |
and | ve |
EN Consumers rightly expect food to be safe – and so do distributors, retailers and legislators
TR Tüketiciler haklı olarak gıdalarının ve tabi ki dağıtımcıların, perakende satıcılarının ve kanun yapıcıların güvenli olmasını beklerler
Engels | Turks |
---|---|
consumers | tüketiciler |
to be | olmasını |
and | ve |
to | güvenli |
EN Consumers, regulators and retailers are placing more and more demands on food safety in a world facing natural resource shortages and health and hygiene concerns
TR Tüketiciler, düzenleyiciler ve perakendeciler, doğal kaynak kıtlığı ve sağlık/hijyen endişeleriyle karşı karşıya olan bir dünyada gıda güvenliği konusunda giderek daha fazla talepte bulunuyorlar
Engels | Turks |
---|---|
consumers | tüketiciler |
food | gıda |
world | dünyada |
natural | doğal |
resource | kaynak |
hygiene | hijyen |
and | ve |
health | sağlık |
safety | güvenliği |
in | da |
and more | giderek |
on | konusunda |
EN ICS is an international sectoral initiative with the aim to enhance working conditions along global supply chains of its member retailers and brands
TR ICS üye perakende satıcıları ve markalarının küresel tedarik zincirleri çapında çalışma koşullarını iyileştirmeyi hedefleyen uluslararası sektörel bir girişimdir
Engels | Turks |
---|---|
supply | tedarik |
chains | zincirleri |
member | üye |
working | çalışma |
international | uluslararası |
global | küresel |
and | ve |
brands | markalar |
EN ICS is composed of 67 multinational retailers and brands in the sectors of textile, retail, footwear, electronics and furniture
TR ICS, büyün bir çoğunluğu Fransız ve tekstil, perakende satış, ayakkabı, elektronik ve mobilya ile sınırlı olmaksızın birçok sektörde 67 çok uluslu perakende satıcı ve markalardan meydana gelmektir
Engels | Turks |
---|---|
multinational | uluslu |
textile | tekstil |
electronics | elektronik |
furniture | mobilya |
and | ve |
retail | perakende |
EN Individuals and unlicensed retailers offering to sell, purchase or trade alcohol, tobacco, drugs and weapons, including firearms and accessories,
TR Ateşli silahlar ve aksesuarları,
Engels | Turks |
---|---|
and | ve |
accessories | aksesuarlar |
EN Retailers have always tried their best to keep one step ahead of their competition
TR Perakendeciler, rekabette bir adım önde olmak için her zaman ellerinden gelenin en iyisini yaptılar
Engels | Turks |
---|---|
step | adım |
ahead | önde |
best | en |
always | her zaman |
Wys 25 van 25 vertalings