EN The Everyman archetype wants to feel included. This archetype wants to connect and be understood, no matter what.
Перекладіть "he wants less" на Турецька
Показано 50 з 50 перекладів фрази "he wants less" з Англійська на Турецька
Переклад Англійська на Турецька he wants less
Англійська
Турецька
TR Everyman arketipi dahil edildiğini hissetmek ister. Bu arketip ne olursa olsun bağlantı kurmak ve anlaşılmak ister.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| included | dahil |
| and | ve |
| this | bu |
| connect | bağlantı |
| what | ne |
| be | olsun |
EN That means less stuff in landfills and less things in a recycler’s shredder.
TR Bu, çöplüklerde ve bir geri dönüştürücünün öğütücüsünde daha az şey olacak anlamına gelir.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| means | anlamına |
| and | ve |
| things | bu |
| a | bir |
| that | şey |
EN Whether you’re looking to “go green” with less paperwork or simply become a more efficient teacher, Jotform’s Education PDF Templates mean you’ll spend less time collecting paperwork and more time changing the lives of your students.
TR Jotform'un Eğitim PDF Şablonları ile basılı formlarla uğraşmayacağınız için hem kâğıt tüketimini azaltabilir hem de zamandan tasarruf ederek öğrencilerinize daha fazla zaman ayırabilirsiniz.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| education | eğitim |
| time | zamandan |
| to | için |
| more | fazla |
EN That means less stuff in landfills and less things in a recycler’s shredder.
TR Bu, çöplüklerde ve bir geri dönüştürücünün öğütücüsünde daha az şey olacak anlamına gelir.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| means | anlamına |
| and | ve |
| things | bu |
| a | bir |
| that | şey |
EN Lots of people can also imagine travelling less often privately, as a PricewaterhouseCoopers study discovered: 44% of respondents wanted to travel on vacation less frequently
TR Ayrıca PricewaterhouseCoopers’in anketine göre pek çok insan kişisel olarak da eskisine göre daha az seyahat etmeyi düşünebiliyor: Ankete katılanların yüzde 44’ü bundan sonra tatile daha az gitmeyi düşünüyor
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| travel | seyahat |
| people | insan |
| as | göre |
EN In Germany, donors of less than 10,000 euros still do not have to be named by the parties, and in the case of donations of less than 50,000 euros only one and a half years after receipt.
TR Daha önce olduğu gibi, Almanya’da partiler 10.000 avronun altındaki bağışlarda bağışı yapanı ismen belirtmek zorunda değil, 50.000 avronun altındaki bağışlarda ise alındıktan ancak bir buçuk yıl sonra açıklama öngörülüyor.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| parties | partiler |
| have to | zorunda |
| have | bu |
| years | bir |
EN Try to find keywords with a lower search volume (less than 150,000 searches per month) and keywords with a low keyword difficulty ranking (less than 50).
TR Daha düşük arama hacmine (ayda 150.000'den az arama) ve düşük anahtar kelime zorluk derecesine (50'den az) sahip anahtar kelimeler bulmaya çalışın.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| volume | hacmine |
| difficulty | zorluk |
| search | arama |
| less | az |
| and | ve |
| low | düşük |
| to | sahip |
EN The environmental bonuses stem from less product waste, lower energy consumption and less cleaning chemicals
TR Daha az ürün atığı, daha düşük enerji tüketimi ve daha az kimyasal temizlik maddeleri gereksinimiyle çevresel avantaj sağlıyor
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| energy | enerji |
| consumption | tüketimi |
| and | ve |
| cleaning | temizlik |
| product | ürün |
| environmental | çevresel |
| the | daha |
| lower | düşük |
EN This puts less load on the sewage system, less equipment and piping, lower water and detergent consumption – in fact, lower resource usage overall
TR Bu, kanalizasyon sisteminde daha az yük, daha az ekipman ve boru tesisatı, daha düşük su ve deterjan tüketimi ve aslında, genel olarak daha düşük kaynak kullanımı anlamına gelir
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| load | yük |
| equipment | ekipman |
| water | su |
| consumption | tüketimi |
| in fact | aslında |
| overall | genel |
| resource | kaynak |
| usage | kullanımı |
| less | az |
| lower | düşük |
| and | ve |
| this | bu |
EN If you’re a skilled technical SEO who wants to go deeper than pre-defined issues, our powerful Data Explorer puts you in full control of over a hundred different data points on each of your pages.
TR Önceden tanımlanmış sorunlardan daha derinlere inmek isteyen yetenekli bir teknik SEO iseniz, güçlü Veri Gezgini’miz her bir sayfanızın yüzlerce farklı veri noktasını tam anlamıyla kontrol etmenizi sağlar.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| technical | teknik |
| seo | seo |
| data | veri |
| control | kontrol |
| defined | tanımlanmış |
| powerful | güçlü |
| full | tam |
| your | etmenizi |
| different | farklı |
| to | her |
EN Free VPN needs for all users who wants to gain access or to unblock websites in case of restrictions by country or IP address
TR Ülkeye veya IP adresine göre kısıtlama olması durumunda web sitelerine erişmek veya engelini kaldırmak isteyen tüm kullanıcılar için ücretsiz VPN ihtiyacı vardır
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| vpn | vpn |
| access | erişmek |
| ip | ip |
| in case of | durumunda |
| free | ücretsiz |
| needs | ihtiyacı |
| or | veya |
| websites | web |
| of | in |
| all | tüm |
| users | kullanıcılar |
| by | göre |
EN The Internet is and should continue to be a free market of ideas and information and be accessible to everyone who wants to use it from any part of the world
TR İnternet, bilgi ve fikirlerin serbest piyasası olmaya devam etmelidir ve onu kullanmak isteyen herkes dünyanın her yerinden internete erişebilmelidir
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| continue | devam |
| free | serbest |
| market | piyasası |
| from | yerinden |
| information | bilgi |
| and | ve |
| world | dünyanın |
| to use | kullanmak |
| the internet | internete |
| is | olmaya |
| the | onu |
| to | her |
EN We have put together a guide of this framework for anyone who wants to better understand how our business meetings work: ITAA Guide to Robert?s Rules
TR İş toplantılarımızın nasıl çalıştığını daha iyi anlamak isteyen herkes için bu çerçevenin bir kılavuzunu hazırladık: Robert Kuralları için ITAA Kılavuzu
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| guide | kılavuzu |
| itaa | itaa |
| robert | robert |
| this | bu |
| better | daha iyi |
| of | in |
| a | bir |
| meetings | toplantılar |
| put | için |
| rules | kuralları |
| how | nasıl |
EN Everyone who broadcasts on YouTube naturally wants to reach as many subscribers as possible
TR Youtube üzerinden yayın yapan herkes, doğal olarak daha fazla izlenilmek, daha fazla abone sayısına ulaşmak istemektedir
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| naturally | doğal |
EN For personal websites and anyone who wants a basic chat to communicate with visitors.
TR Kişisel web siteleri ve ziyaretçilerle iletişim kurmak için basit bir sohbet isteyen herkes için.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| personal | kişisel |
| basic | basit |
| and | ve |
| chat | sohbet |
| communicate | iletişim |
| websites | siteleri |
| a | bir |
EN The project wants to enable internet-of-things (IoT) applications, reduce transaction costs, and be flexible enough to adapt to changing technologies.
TR Proje, nesnelerin interneti (IoT) uygulamalarını mümkün kılmayı, işlem masraflarını düşürmeyi ve değişen teknolojilere uyum sağlayacak kadar esnek olmayı amaçlamaktadır.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| enable | mümkün |
| iot | iot |
| transaction | işlem |
| and | ve |
| flexible | esnek |
| internet | interneti |
| costs | masraflarını |
| project | proje |
| applications | uygulamalar |
| to | kadar |
EN Nebulas is a public blockchain, which acts as an autonomous metanet. Nebulas wants to build decentralized collaboration with smart assets.
TR Nebulas, otonom bir metanet'e sahip açık bir blockchaindir. İ̇şbirliğinin geleceğini sunmayı amaçlar. Nebulas, akıllı varlıklarla merkeziyetsiz işbirliği inşa etmeyi amaçlar.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| public | açık |
| build | inşa |
| decentralized | merkeziyetsiz |
| collaboration | işbirliği |
| smart | akıllı |
| a | bir |
| to | sahip |
EN No matter where the customer business is, Symantec always wants to serve its customers.Symantec is known as one of the best companies providing security systems for computers, especially with the Norton brand
TR Müşteri işi nerede olursa olsun, Symantec her zaman müşterilerine hizmet etmeyi ister.Symantec, özellikle Norton markası ile bilgisayarlar için güvenlik sistemleri sağlayan en iyi şirketlerden biri olarak biliniyor
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| symantec | symantec |
| serve | hizmet |
| providing | sağlayan |
| security | güvenlik |
| systems | sistemleri |
| computers | bilgisayarlar |
| especially | özellikle |
| business | iş |
| customer | müşteri |
| where | nerede |
| always | her zaman |
| best | en |
| brand | için |
| is | olsun |
EN If the user wants to go to the internet, the internal DNS server obtains this request and acts as a proxy server and forwards the request to the external DNS server
TR Kullanıcı internete çıkmak isterse iç DNS sunucusu bu isteği alıp proxy sunucusu gibi davranarak isteği dış DNS sunucusuna iletir
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| dns | dns |
| request | isteği |
| proxy | proxy |
| external | dış |
| and | alıp |
| user | kullanıcı |
| this | bu |
| server | sunucusuna |
EN Wherever the customer business is, DigiCert always wants to serve its customers.
TR Müşteri işi nerede olursa olsun, DigiCert her zaman müşterilerine hizmet etmeyi ister.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| wherever | nerede |
| serve | hizmet |
| digicert | digicert |
| to | her |
| business | iş |
| customer | müşteri |
| is | olsun |
| always | her zaman |
EN The Federal Government wants to stand up for climate protection in Germany and worldwide. Discover here what it plans to achieve.
TR Alman hükümeti Almanya’da ve dünya genelinde iklimin korunması yönünde uğraş vermek istiyor. Hükümetin hangi çalışmaları planladığını buradan öğrenebilirsiniz.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| government | hükümeti |
| wants | istiyor |
| climate | iklimin |
| here | buradan |
| protection | korunması |
| worldwide | dünya |
| and | ve |
| the | alman |
EN Influencer and cookbook author Philipp Steuer wants us to take a closer look at eco-friendly nutrition.
TR Influencer ve yemek kitabı yazarı Philipp Steuer, çevre dostu beslenme konusuyla daha yakından ilgilenmemizi istiyor.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| and | ve |
| wants | istiyor |
| nutrition | beslenme |
| eco | çevre |
| friendly | dostu |
| to | daha |
| author | yazar |
EN STGM wants to support many organizations with this Program, which is a cut out fit for organizations that work with a rights-based approach locally
TR Yerelde hak temelli yaklaşımla çalışmalar yürüten örgütler için biçilmiş kaftan olan bu Program ile STGM birçok örgüte destek vermek istiyor
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| stgm | stgm |
| wants | istiyor |
| program | program |
| based | temelli |
| support | destek |
| a | bir |
| this | bu |
| is | olan |
| many | çok |
| with | ile |
EN Everybody Wants To Reach The Peak Website Template
TR Kripto Al Ve Sat Web Sitesi Şablonu
EN Everybody Wants To Reach The Peak
TR Doğa Daha Iyi Tasarıma Ilham Verir
EN Zebra’s on-demand access card printing, mobile payment and scanning technology connects with guests and delivers a memorable experience everyone wants to be a part of.
TR Zebra'nın talep üzerine erişim kartı baskısı, mobil ödeme ve okuma teknolojisi konuklarla bağlantı kurar ve herkesin katılmak istediği unutulmaz bir deneyim sunar.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| printing | baskı |
| mobile | mobil |
| scanning | okuma |
| technology | teknolojisi |
| delivers | sunar |
| memorable | unutulmaz |
| experience | deneyim |
| everyone | herkesin |
| demand | talep |
| access | erişim |
| and | ve |
| a | bir |
| on | üzerine |
| payment | ödeme |
EN You're guided by one thing in your quick service restaurant: the customer is always right. And today's customer wants to be right, right away, and now more than ever—safely.
TR Hızlı servis restoranınızda sadece bir şey size rehberlik eder: müşteri daima haklıdır. Ve bugünün müşterisi hemen haklı olmak ve kendini güvende hissetmek istiyor.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| quick | hızlı |
| service | servis |
| wants | istiyor |
| and | ve |
| always | daima |
| customer | müşteri |
| now | hemen |
| the | size |
| to | şey |
EN She wants to “shift the focus from being different,” says Filiz Recber, a restaurant owner who was born in Böblingen with Turkish roots
TR “Farklı olmaya odaklanmak istemiyorum” diyor, Böblingen doğumlu Türk kökenli gastronom Filiz Recber
EN Creating a demand-driven supply chain to cater to what the customer wants
TR Müşterilerin istekleri ile yakından ilgilenmek için talebe odaklanan bir tedarik zinciri oluşturma
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| creating | oluşturma |
| supply | tedarik |
| chain | zinciri |
| customer | müşterilerin |
| to | için |
| a | bir |
EN Riccardo Simonetti wants to inspire people to be more tolerant. To this end, he has been standing up for the queer community in the media for many years.
TR Riccardo Simonetti, insanları daha hoşgörülü olmaları için teşvik etmek istiyor. Bunun için medyada yıllardır kuir topluluk için çalışıyor.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| wants | istiyor |
| community | topluluk |
| people | insanları |
EN Patagonia wants to help you get the most out of your gear; here you'll find brief explanations and some guides to proper care.
TR Patagonia, kıyafetinizden en iyi şekilde faydalanmanıza yardımcı olmak istiyor: Burada, kıyafetlerinizin doğru bakımına ilişkin birkaç kısa açıklama ve kılavuzu bulabilirsiniz.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| wants | istiyor |
| brief | kısa |
| help | yardımcı |
| most | en |
| care | bakım |
| and | ve |
| to | birkaç |
EN For personal websites and anyone who wants a basic chat to communicate with visitors.
TR Kişisel web siteleri ve ziyaretçilerle iletişim kurmak için basit bir sohbet isteyen herkes için.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| personal | kişisel |
| basic | basit |
| and | ve |
| chat | sohbet |
| communicate | iletişim |
| websites | siteleri |
| a | bir |
EN It operates in a market with little brand loyalty and wants to enhance the end-user experience
TR Marka sadakatinin çok az olduğu bir pazarda çalışmaktadır ve son kullanıcı deneyimini geliştirmek istemektedir
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| little | az |
| enhance | geliştirmek |
| experience | deneyimini |
| user | kullanıcı |
| and | ve |
| brand | marka |
| end | son |
| a | bir |
EN It also wants to leverage big data to stay competitive
TR Ayrıca rekabette kalabilmek için büyük veriden yararlanmak istemektedir
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| big | büyük |
| also | ayrıca |
EN For example, if an AWS customer in Australia wants to store their data only in Australia, they can choose to deploy their AWS services exclusively in the Asia Pacific (Sydney) AWS Region
TR Örneğin, Avustralya'daki bir AWS müşterisi verilerini yalnızca Avustralya'da depolamak isterse, AWS hizmetlerini yalnızca Asya Pasifik (Sidney) AWS Bölgesinde dağıtmayı seçebilir
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| aws | aws |
| data | verilerini |
| services | hizmetlerini |
| asia | asya |
| pacific | pasifik |
| in | da |
| their | in |
| only | yalnızca |
EN The brand's CEO wants to "create a new understanding of Aston Martin."
TR Bahsi geçen model, Avrupa ülkelerinde hali hazırda uygulanmaya başladı.
EN No matter where the customer business is, Symantec always wants to serve its customers.Symantec is known as one of the best companies providing security systems for computers, especially with the Norton brand
TR Müşteri işi nerede olursa olsun, Symantec her zaman müşterilerine hizmet etmeyi ister.Symantec, özellikle Norton markası ile bilgisayarlar için güvenlik sistemleri sağlayan en iyi şirketlerden biri olarak biliniyor
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| symantec | symantec |
| serve | hizmet |
| providing | sağlayan |
| security | güvenlik |
| systems | sistemleri |
| computers | bilgisayarlar |
| especially | özellikle |
| business | iş |
| customer | müşteri |
| where | nerede |
| always | her zaman |
| best | en |
| brand | için |
| is | olsun |
EN If the user wants to go to the internet, the internal DNS server obtains this request and acts as a proxy server and forwards the request to the external DNS server
TR Kullanıcı internete çıkmak isterse iç DNS sunucusu bu isteği alıp proxy sunucusu gibi davranarak isteği dış DNS sunucusuna iletir
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| dns | dns |
| request | isteği |
| proxy | proxy |
| external | dış |
| and | alıp |
| user | kullanıcı |
| this | bu |
| server | sunucusuna |
EN Wherever the customer business is, DigiCert always wants to serve its customers.
TR Müşteri işi nerede olursa olsun, DigiCert her zaman müşterilerine hizmet etmeyi ister.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| wherever | nerede |
| serve | hizmet |
| digicert | digicert |
| to | her |
| business | iş |
| customer | müşteri |
| is | olsun |
| always | her zaman |
EN STGM wants to support many organizations with this Program, which is a cut out fit for organizations that work with a rights-based approach locally
TR Yerelde hak temelli yaklaşımla çalışmalar yürüten örgütler için biçilmiş kaftan olan bu Program ile STGM birçok örgüte destek vermek istiyor
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| stgm | stgm |
| wants | istiyor |
| program | program |
| based | temelli |
| support | destek |
| a | bir |
| this | bu |
| is | olan |
| many | çok |
| with | ile |
EN Tesla's CEO wants his firm to lawyer up.
TR Adı verilmeyen bir kaynağın da 13-15 milyon arasında hisse satışı gerçekleştireceği gündemde.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| to | bir |
EN The Federal Government wants to oblige companies to better fulfil their global responsibility. Professor Achim Truger, a leading economic expert, explains why.
TR Hükümet, şirketlerden daha fazla küresel sorumluluk bekliyor. “Ekonomi Bilgeleri Kurulu” üyesi profesör Achim Truger açıklıyor.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| government | hükümet |
| global | küresel |
| responsibility | sorumluluk |
| professor | profesör |
| a | a |
| economic | ekonomi |
| better | daha |
EN The Federal Government wants to stand up for climate protection in Germany and worldwide. Discover here what it plans to achieve.
TR Alman hükümeti Almanya’da ve dünya genelinde iklimin korunması yönünde uğraş vermek istiyor. Hükümetin hangi çalışmaları planladığını buradan öğrenebilirsiniz.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| government | hükümeti |
| wants | istiyor |
| climate | iklimin |
| here | buradan |
| protection | korunması |
| worldwide | dünya |
| and | ve |
| the | alman |
EN Stockholm (dpa)- Germany’s new Foreign Minister Annalena Baerbock wants to quickly reach concrete agreements for new steps in disarmament policy
TR Stockholm (dpa)- Almanya’nın yeni Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, silahsızlanma politikasında yeni adımlar atılması için süratle somut sözleşmeler sağlamak istiyor
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| dpa | dpa |
| new | yeni |
| foreign | dış |
| wants | istiyor |
| concrete | somut |
| steps | adımlar |
| policy | politikası |
| to | sağlamak |
| for | için |
EN If a confederation of states like the European Union wants to act sustainably, it must always think about combating poverty and strengthening education as well as about ecological change.
TR Avrupa Birliği gibi bir devletler topluluğu, eğer sürdürülebilir davranıyorsa, ekolojik değişimin yanında yoksullukla mücadeleyi ve eğitimin güçlendirilmesini de göz önünde tutmak zorundadır.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| states | devletler |
| union | birliği |
| sustainably | sürdürülebilir |
| well | yanı |
| ecological | ekolojik |
| if | eğer |
| a | bir |
| and | ve |
| european | avrupa |
| to | e |
EN In the Action Plan, the Federal Government defines what it specifically wants to achieve by 2024: to promote the participation of women in peace processes and their protection from sexualized violence wherever possible
TR Federal Hükümet Eylem Planı’nda, 2024 yılına kadar özellikle neleri sağlamak istediğini tanımlıyor: Kadınların barış süreçlerine katılımını ve mümkün olan her yerde cinsel şiddete karşı korunmalarını teşvik etmek
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| action | eylem |
| federal | federal |
| government | hükümet |
| processes | süreçlerine |
| wherever | her yerde |
| specifically | özellikle |
| peace | barış |
| possible | mümkün |
| what | neleri |
| participation | katılım |
| women | kadınlar |
| plan | plan |
| to | sağlamak |
| promote | teşvik |
| and | ve |
| it | olan |
EN Riccardo Simonetti wants to inspire people to be more tolerant. To this end, he has been standing up for the queer community in the media for many years.
TR Riccardo Simonetti, insanları daha hoşgörülü olmaları için teşvik etmek istiyor. Bunun için medyada yıllardır kuir topluluk için çalışıyor.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| wants | istiyor |
| community | topluluk |
| people | insanları |
EN She wants to “shift the focus from being different,” says Filiz Recber, a restaurant owner who was born in Böblingen with Turkish roots
TR “Farklı olmaya odaklanmak istemiyorum” diyor, Böblingen doğumlu Türk kökenli gastronom Filiz Recber
EN Influencer and cookbook author Philipp Steuer wants us to take a closer look at eco-friendly nutrition.
TR Influencer ve yemek kitabı yazarı Philipp Steuer, çevre dostu beslenme konusuyla daha yakından ilgilenmemizi istiyor.
| Англійська | Турецька |
|---|---|
| and | ve |
| wants | istiyor |
| nutrition | beslenme |
| eco | çevre |
| friendly | dostu |
| to | daha |
| author | yazar |
EN Karsch wants to enjoy the Olympics, “because it’s simply wonderful to finally experience the bustle of competition again”.
TR Karsch, Olimpiyatların tadını çıkarmak istiyor, zira “bu rekabeti nihayet tekrar yaşamanız çok güzel” diyor.
Показано 50 з 50 перекладів
Подібні переклади
less and less wants he wants project wants everyone wants today's customer wants company wants team wants europe wants customer wants group wants user wants she wants nobody wants everybody wants role wants really wants wife he wants wants to create anyone wants master wants wants to go wants to shift anyone who wants wants to leverage wants to stand wants to verify everyone who wants symantec always wants someone who wants wants to oblige wants to increase longer wants digicert always wants wants to enhance wants to gain a family wants deliverr genuinely wants guest wants users who wants effects he wants wants to visit hr team wants everybody wants to pia lamberty wants wants to store wants to better wants to start wants to turn wants the seat
Індонезійська
Іспанська
Італійська
Арабська
В'єтнамці
Голландська
Китайська
Корейська
Норвезька
Німецька
Польська
Португальська
Турецька
Угорська
Французька
Фінська
Чеська
Шведська
Японська
російський