TR Contentos, içerik oluşturmayı ve global çeşitliliği teşvik etmeye ve içeriğin haklarını ve değerini kullanıcılara iade etmeye çalışır.
"yardım etmeye" ใน ภาษาตุรกี สามารถแปลเป็น ภาษาอังกฤษ คำ/วลีต่อไปนี้:
TR Contentos, içerik oluşturmayı ve global çeşitliliği teşvik etmeye ve içeriğin haklarını ve değerini kullanıcılara iade etmeye çalışır.
EN Contentos strives to incentivize content creation and global diversity and return the rights and value of content to users.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
içerik | content |
global | global |
çeşitliliği | diversity |
kullanıcılara | users |
ın | of |
TR İlerleyen yaşına rağmen, bir hastanenin çocuk bölümündeki çalışmalara yardım etmeye devam etmiş: “Başkalarına yardım eden, onlarla ilgilenen kişilerin yaşlanmaya hiç vakti olmaz.”
EN Even in her very old age she helped out in a children’s hospital: “When you take care of other people, you have no time to be old.”
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
onlarla | you |
TR Hizmetimizi kullanırken sorun mu yaşıyorsunuz? Müşteri Destek Ekibimiz hizmetle alakalı herhangi bir soru için yardım etmeye istekli.
EN Having problems using our service? Our Support Team is eager to help you with any service-related questions.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
hizmetimizi | our service |
sorun | problems |
alakalı | related |
TR Dünyanın öncelikli akışkan iletimi ürünleri tedarikçilerinden biri olarak, müşterilerimizin pek çok farklı zorlu sektörde başarılı olmalarına yardım etmeye kararlıyız
EN As one of the world’s preferred suppliers of fluid conveyance products, we are relentlessly dedicated to helping our customers succeed in a wide range of demanding industries
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
akışkan | fluid |
ürünleri | products |
yardım | helping |
TR İster daha fazla bilgi edinmek, isterse çelik adaptör sipariş etmek isteyin; Eaton’ın profesyonel temsilcileri size yardım etmeye hazır.
EN Whether you would like more information or are interested in ordering steel adaptors, Eaton professional representatives are ready to help.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
bilgi | information |
çelik | steel |
sipariş | ordering |
eaton | eaton |
profesyonel | professional |
temsilcileri | representatives |
size | you |
hazır | ready |
isterse | or |
TR Herhangi bir sorunuz veya öneriniz varsa ya da sadece konuşmak istiyorsanız, destek ekibimizle iletişime geçin, her zaman size yardım etmeye hazırız.
EN Contact our support if you have any further questions or suggestions or if you just want to talk, we are always ready to help you.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
iletişime | contact |
varsa | if |
TR Eğer bulamazsanız, destek ekibimiz yaşayabileceğiniz her konuda size yardım etmeye hazırdır
EN If not, our willing support team is ready and eager to help you with any issue you might encounter
TR Desteğimiz her zaman size yardım etmeye hazır. Canlı sohbet veya e-posta yoluyla hızlı ve verimli yanıt alın.
EN Our support is always ready to help you. Get quick and efficient response via live chat or email.
TR SSS sayfası örneklerinde bir WordPress bilgi tabanı teması olmayacak, yardım masası müşteri destek yardım merkezi ve yardım masası destek teması, müşteri hizmetlerini sürekli olarak iyileştirecektir
EN Their faq page samples will not have a WordPress knowledge base theme helpdesk customer support help center and help desk support theme constantly improve their customer service
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
sss | faq |
sayfası | page |
wordpress | wordpress |
bilgi | knowledge |
müşteri | customer |
merkezi | center |
TR 7/24 telefon ve e-posta desteğinin yanı sıra, özel çözümlere ve sıfır kesinti süresi ile DNS kayıtlarını sürece dahil etmeye ve yapılandırmaya yardımcı olan başarı mühendislerine sahip olursunuz.
EN You get 24/7 phone and email support, and dedicated solutions and success engineers — helping onboard and configure DNS records with zero downtime.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
telefon | phone |
e-posta | |
özel | dedicated |
sıfır | zero |
dns | dns |
başarı | success |
TR Evet, ne zaman isterseniz aboneliğinizi iptal edebilir, yükseltebilir veya düşürebilirsiniz. İlk 7 gün içinde aboneliğinizi iptal etmeye veya düşürmeye karar verirseniz, eksiksiz geri ödeme alırsınız. Herhangi bir soru sorulmadan.
EN Yes, you can cancel your subscription, downgrade or upgrade your plan at any time. If you decide to cancel or downgrade your subscription within the first 7 days, you’ll get a full refund. No questions asked.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
iptal | cancel |
edebilir | can |
karar | decide |
eksiksiz | full |
TR Bir ilacı reçete etmeye karar verirken EMEA doktorlarının tercih ettiği ilk 3 kaynak türü*:
EN The top 3 preferred types of resources for EMEA physicians when deciding whether to prescribe a drug*:
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
tercih | preferred |
ilk | top |
kaynak | resources |
türü | types |
TR Kişinizle sohbet etmeye başladığınızda, önceki görüşmeyi hızlı bir şekilde geri çağırmak için bu kişiyle ilgili son beş mesajı (ayarlardaki numarayı değiştirebilirsiniz) görebilirsiniz.
EN Starting a chat with your contact, you can see five last messages (you can change the number in settings) with this contact to quickly recall previous conversation.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
son | last |
değiştirebilirsiniz | you can change |
görebilirsiniz | you can see |
TR Bu rapor bütün iç bağlantı sorunlarınızı bulmanıza, websitenizin yapısını dikkatlice organize etmeye ve verimli bir şekilde PageRank dağıtımını yapmanıza yardımcı olur.
EN This report will help you find all of your internal linking issues, carefully organize your website structure, and ensure efficient PageRank distribution.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
bu | this |
rapor | report |
bütün | all |
bağlantı | linking |
websitenizin | your website |
dikkatlice | carefully |
organize | organize |
verimli | efficient |
olur | will |
sorunları | issues |
yapısı | structure |
TR Dünyanın dört bir yanındaki tamircilere katıl ve bu yıl daha fazla şeyi tamir etmeye söz ver.
EN Join fixers around the world and commit to fix more things this year.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
dünyanın | world |
bu | this |
yıl | year |
tamir | fix |
TR Dünya çapında web'i tarayan ve belirli bir web sitesi için geri bağlantıları kontrol etmeye yardımcı olan birçok servis vardır
EN There are many services which crawl world wide web and help to check backlinks for a specific website
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
belirli | specific |
servis | services |
TR Kolay rapor, bağlantıların görünümündeki zirveleri tespit etmeye yardımcı olur
EN Easy report helps to detect peaks in appearance of links
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
kolay | easy |
rapor | report |
zirveleri | peaks |
tespit | detect |
ın | of |
bağlantılar | links |
TR Her bölüm, kaynağınızın performansı hakkında size önemli bilgiler verecektir, böylece onu doğru yönde optimize etmeye ve geliştirmeye devam edebilirsiniz
EN Each section will give you important information about the performance of your resource so that you can continue to optimize and develop it in the right direction
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
her | each |
bölüm | section |
performansı | performance |
hakkında | about |
önemli | important |
bilgiler | information |
optimize | optimize |
ve | and |
devam | continue |
TR Stake etmeye başlamayı düşünüyorsanız, minimum rakamlar, stake etme ödülleri ve farklı stake etme protokolleri hakkında araştırma yapmaya kesinlikle başlamalısınız
EN If you choose to begin staking, definitely start by experimenting with minimum amounts with particular staking protocols and staking rewards
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
stake | staking |
minimum | minimum |
ve | and |
kesinlikle | definitely |
TR Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği, ülkemizi Avrupa’da temsil etmeye devam ediyor.
EN The company will invest over £9.9 billion in the battery supply system and research and development by 2030.
TR Geleceğe baktığımızda, otellerimiz, topluluklarımızın her birinde uzun dönemli sürdürülebilirliği ve koruyuculuğu desteklemeye devam etmeye söz veriyor.
EN As we look to the future, our hotels pledge to continue promoting long-term sustainability and stewardship in each of our communities.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
geleceğe | future |
her | each |
uzun | long |
ve | and |
ın | of |
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
fairmont | fairmont |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
konukseverlik | hospitality |
çözümleri | solutions |
bulmak | finding |
devam | continue |
edecektir | will |
TR Müşterileri ilk sıraya yerleştiren temelleri atmak adına kolay kazanımları ve kısa vadeli kazanımları kabul etmeye hazırız
EN We are willing to defer easy wins and short-term gains in favor of laying down the foundation that puts customers first
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
müşterileri | customers |
ilk | first |
kolay | easy |
ve | and |
kısa | short |
vadeli | term |
TR Kurulduğu 2009 yılından bu yana Golden Frog'un başkanı olan Sunday geçtiğimiz günlerde CEO'luğa terfi etti ve şirketin global stratejisi ve vizyonuna rehberlik etmeye devam ediyor
EN Sunday has been president of Golden Frog since its founding in 2009 and recently promoted to CEO as he continues to guide the company's global strategy and vision
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
golden | golden |
frog | frog |
ceo | ceo |
ve | and |
global | global |
stratejisi | strategy |
rehberlik | guide |
TR Kendileri için iyi olanı bilmeyenleri korumak adına bilgi ve deneyimi kontrol etmeye çalıştığımızda, Bilgelik Ağacını çıplak ve cahil olduğunu düşündüklerimizden koruyan yılandan farkımız kalmaz
EN When we seek to control information and experience in the name of protecting those who do not know best, we are simply the serpent protecting the Tree of Knowledge from those we deem to be naked and ignorant
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
iyi | best |
korumak | protecting |
TR Videolarınızı hemen transkribe etmeye başlayın
EN Start transcribing your videos today
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
videolarınızı | your videos |
başlayın | start |
TR Pazarlama içeriğinizi hemen transkribe etmeye başlayın
EN Start transcribing your marketing content now
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
pazarlama | marketing |
hemen | now |
başlayın | start |
TR Sonix ile anahtar veri noktalarını asimile etmeye ve zaman transkripsiyonu yapmak yerine bilgileri sentezlemeye odaklanabilirsiniz.
EN With Sonix you can focus on assimilating key data points and synthesizing information rather than spending time transcribing.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
sonix | sonix |
anahtar | key |
zaman | time |
TR Yatırım geri dönüşlerini optimize etmeye çalışan, bunu yaparken de kurumsal yatırımcı müşterilerimizin risk toleranslarını dikkate alan yenilikçi çözümlerden oluşan bir yelpaze sunuyoruz. Daha Fazla Bilgi Edin
EN We provide a range of innovative solutions that strive to optimise investment returns, taking into account the risk tolerances of our institutional investor clients. Learn More
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
yatırım | investment |
optimize | optimise |
kurumsal | institutional |
risk | risk |
yenilikçi | innovative |
bilgi | learn |
TR Adım 3: İrademizi ve hayatımızı böyle bir gücün bakımına teslim etmeye karar verdik.
EN Step 3: We made a decision to turn our will and our lives over to the care of such power.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
adım | step |
karar | decision |
TR Geç ergenlik yıllarımda ve özellikle üniversitede, kullanımımı kontrol etmeye başladım, bu da beni sorunlu davranışlarımdan uzak durma dönemlerine ve ardından yoğun aşırı yeme dönemlerine götürecekti
EN Around my late teens and particularly in college, I started to try to control my usage, which would lead me to periods of staying away from my problematic behaviors followed by periods of intense binging
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
geç | late |
özellikle | particularly |
beni | me |
sorunlu | problematic |
uzak | away |
yoğun | intense |
mı | my |
kullanımı | usage |
TR Bunu hayatımda pek çok kez kontrol etmeye çalıştım ve işe yarayan tek şey, neler yaşadığımı anlayan bir grup başka bağımlıya katılmak oldu
EN I tried to control this so many times in my life, and the only thing that has worked is joining a group of other addicts who understand what I?m going through
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
kez | times |
grup | group |
başka | other |
hayatı | life |
TR Logo oluşturma sürecinin tadını çıkarın ve güçlü bir marka inşa etmeye bir adım daha yaklaşın.
EN Enjoy the logo making process and get one step closer to building a solid brand.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
oluşturma | building |
adım | step |
TR Bilgisayar veya arkadaşına karşı oynayabilir ve çok geç olmadan gizli kelimeyi tahmin etmeye çalışabilirsin
EN You can play against the computer or a friend, and try to guess the secret word before it's too late
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
bilgisayar | computer |
ve | and |
geç | late |
gizli | secret |
TR Fastreel, insanları yaratıcılıklarını ifade etmeye ve iş fikirlerini hayata geçirmeye teşvik eder.
EN Fastreel encourages people to express their creativity and bring business ideas to life.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
insanları | people |
ve | and |
TR Sosyal medya için içerikler hazırlamak ve yayınlamaktan, yapılan çalışmaların performansı analiz etmeye kadar her adımda sosyal medya yöneticilerine yardımcı olur.
EN It helps marketers at every step, from scheduling and publishing posts on their profiles to analyzing their efforts.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
medya | publishing |
analiz | analyzing |
TR Bir marka, sektör veya rakip ile ilgili anahtar kelimeleri sosyal medya kanallarında izlemeye alarak bulunan sonuçlardan anlamlı içgörü elde etmeye yönelik yapılan çalışmalara dijital izleme denir.
EN Social monitoring is the monitoring of social media channels for any customer feedback or discussions regarding specific keywords, topics, competitors, or industries, followed by analysis to gain insights and act on those opportunities.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
anahtar | keywords |
elde | gain |
izleme | monitoring |
kanalları | channels |
TR Bir marka, sektör veya rakip ile ilgili anahtar kelimeleri sosyal medya kanallarında izlemeye alarak bulunan sonuçlardan anlamlı içgörü elde etmeye yönelik yapılan çalışmalara dijital izleme denir. Dafa fazla bilgi.
EN Social monitoring is the monitoring of social media channels for any customer feedback or discussions regarding specific keywords, topics, competitors, or industries, followed by analysis to gain insights and act on those opportunities. Learn more.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
anahtar | keywords |
elde | gain |
izleme | monitoring |
bilgi | learn |
kanalları | channels |
TR Sosyal medya için içerikler hazırlamak ve yayınlamaktan, yapılan çalışmaların performansı analiz etmeye kadar her adımda sosyal medya yöneticilerine yardımcı olur
EN It helps marketers at every step, from scheduling and publishing posts on their profiles to analyzing their efforts
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
medya | publishing |
analiz | analyzing |
TR Çevrimdışı olduğunuzda ziyaretçilerinizi meşgul etmeye yardımcı olan eğlenceli bir oyun.
EN A fun game that helps to keep your visitors engaged when you are offline.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
olan | are |
eğlenceli | fun |
oyun | game |
TR Crisp Livechat sitenize ekleyin ve web sitenizin ziyaretçileriyle sohbet etmeye başlayın.
EN Add the Crisp Livechat to your site and start chatting with your website visitors.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
crisp | crisp |
sitenize | to your site |
ekleyin | add |
ve | and |
başlayın | start |
TR Algorand planlı birkaç geliştirme ile protokolü üzerine inşa etmeye devam edecek:
EN Algorand will continue to build upon its protocol with several planned advancements:
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
birkaç | several |
protokolü | protocol |
inşa | build |
devam | continue |
edecek | will |
TR % 30 + APY Kazanmak için BNB'yi Stake Etmeye Başlayın
EN Start Staking BNB to Earn 30%+ APY
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
için | to |
bnb | bnb |
stake | staking |
başlayın | start |
TR Finans sekmesine erişin, BNB'yi seçin ve günlük BNB stake ödülleri kazanmak için dijital bir varlığı stake etmeye başlayın.
EN Access the finance tab, choose BNB, and start staking the digital asset to earn daily BNB staking rewards.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
finans | finance |
sekmesine | tab |
erişin | access |
bnb | bnb |
seçin | choose |
günlük | daily |
stake | staking |
başlayın | start |
TR Remix, Truffle ve Metamask gibi Ethereum araçları, Binance Akıllı Zincir ile çalışır, bu da Ethereum üzerine inşa etmeye aşina olan geliştiricilerin DApp'larını Akıllı Zincire geçirebileceği anlamına gelir
EN Ethereum tools like Remix, Truffle and Metamask work with Binance Smart Chain, which means that those developers familiar with building on Ethereum can transition their DApps to Smart Chain
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
ethereum | ethereum |
binance | binance |
akıllı | smart |
zincir | chain |
çalışır | work |
TR Eğer aynı anda çok fazla kişi sitenizi ziyaret etmeye çalışırsa, boru dolar; site yavaşlar ve hatta belki hiç yanıt vermeyebilir
EN If lots of people try to visit the site at the same time, the pipe becomes filled; site slows down and maybe even does not respond at all
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
eğer | if |
kişi | people |
ziyaret | visit |
site | site |
belki | maybe |
yanıt | respond |
TR Web sitemizi açar açmaz verilerinizi otomatik olarak takip etmeye başlıyoruz
EN As soon as you open our website, we'll track your data automatically
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
web | website |
sitemizi | our website |
açar | open |
verilerinizi | your data |
olarak | as |
takip | track |
TR Bu durumu dikkate alan Almanya, dünyanın dört bir yanındaki insanların sağlık koşullarını iyileştirmeye ve sağlıkta eşit imkanları teşvik etmeye yönelik güçlü çabalar sergiliyor
EN Against this backdrop, Germany is committed to improving the health situation of people worldwide and promoting healthcare equality
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
bu | this |
durumu | situation |
almanya | germany |
dünyanın | worldwide |
teşvik | promoting |
insanları | people |
TR Bu durum beni kartpostal göndermeye devam etmeye ikna etti
EN The additional business generated from the post card activity justified the constant involvement with MyPostcard and will for the future."
TR Bu nedenle, gençlere yapılan sosyal yatırımlar, daha sağlıklı, sosyo-ekonomik açıdan üretken ve yoksulluktan uzak bir toplum elde etmeye yardımcı olabilecek bir potansiyele sahip.
EN Therefore social investments in young people can help to achieve a healthy, socio-economically productive and poverty free society.
ภาษาตุรกี | ภาษาอังกฤษ |
---|---|
sağlıklı | healthy |
üretken | productive |
elde | achieve |
olabilecek | can |
กำลังแสดงคำแปล 50 จาก 50 รายการ