EN Add your thoughts about any Tweet with a Reply. Find a topic you’re passionate about and jump right in.
"passionate" ใน ภาษาอังกฤษ สามารถแปลเป็น ภาษาตุรกี คำ/วลีต่อไปนี้:
passionate | tutkulu ve |
EN Add your thoughts about any Tweet with a Reply. Find a topic you’re passionate about and jump right in.
TR Bir Tweetle ilgili düşüncelerini Yanıt vererek ekle. Tutkunu olduğun bir konu bul ve sohbete katıl.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
add | ekle |
reply | yanıt |
find | bul |
your thoughts | düşüncelerini |
about | ilgili |
a | bir |
and | ve |
EN is an All-in-one SEO toolset, with free Learning materials and a passionate Community & support
TR , ücretsiz Öğrenme materyalleri ve tutkulu bir Topluluk & destek’e sahip bir Hepsi bir arada SEO araç seti’dir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
seo | seo |
materials | materyalleri |
passionate | tutkulu |
community | topluluk |
free | ücretsiz |
all | hepsi |
and | ve |
a | bir |
EN However, we are sure that it is as secure and private as you can hope to get, with far greater respect for your privacy than the American equivalents offer.Our team is competent and passionate
TR Ancak, biz amerikan eşdeğerleri teklif daha gizlilik için çok daha büyük bir saygı ile, almak için umut gibi güvenli ve özel olduğundan eminiz.Ekibimiz yetkin ve tutkulu
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
hope | umut |
american | amerikan |
offer | teklif |
passionate | tutkulu |
our team | ekibimiz |
privacy | gizlilik |
we | biz |
and | ve |
greater | daha büyük |
respect | saygı |
EN He’s incredibly passionate about cybersecurity, after having to rescue his girlfriend and family members from multiple cyber attacks over the years
TR Siber güvenlik konusunda özel bir ilgisi olmasının yanında kız arkadaşını ve aile üyelerini yıllar boyunca çeşitli siber saldırılardan korumuş biridir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
family | aile |
and | ve |
cyber | siber |
the | özel |
to | konusunda |
EN Content marketing specialist at Logaster. Knows business from A to Z and gladly shares her knowledge with others. Passionate about success stories of famous brands. Interviews Logaster’s major clients.
TR Logaster’ın içerik pazarlama uzmanı. İşi A’dan Z’ye bilir ve bilgilerini başkalarıyla memnuniyetle paylaşır. Ünlü markaların başarı hikayeleri konusunda tutkuludur. Logaster’ın büyük müşterileriyle röportaj yapar.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
content | içerik |
logaster | logaster |
knows | bilir |
others | başkaları |
stories | hikayeleri |
major | büyük |
success | başarı |
marketing | pazarlama |
and | ve |
brands | markalar |
EN Meet the Golden Frog Team, a group of people who are passionate about privacy, security and a free and open Internet.
TR Gizlilik, güvenlik ile özgür ve açık internet için tutkulu olan bir grup insanla, Golden Frog ekibiyle tanışın.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
meet | tanışın |
passionate | tutkulu |
internet | internet |
golden | golden |
frog | frog |
privacy | gizlilik |
security | güvenlik |
and | ve |
open | açık |
free | özgür |
group | grup |
of | in |
EN He is proud to work with a passionate team that's committed to delivering a secure and open Internet experience to people around the world.
TR Dünya genelinde insanların açık ve güvenli bir İnternet deneyimi yaşamalarına kendini adanmış olan tutkulu bir ekip ile çalıştığı için gurur duyuyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
proud | gurur |
passionate | tutkulu |
team | ekip |
open | açık |
experience | deneyimi |
world | dünya |
and | ve |
people | insanlar |
with | ile |
EN Michael crafted the first prototype of VyprVPN, is passionate about the US Constitution and believes firmly in every human's self-evident and unalienable right to privacy and security.
TR Michael VyprVPN'in ilk prototipini geliştirdi ve ABD Anayasası hakkında da tutkulu ve insanların gizlilik ve güvenlilik haklarının olması gerektiğini savunuyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
michael | michael |
passionate | tutkulu |
us | abd |
right | hakkı |
and | ve |
privacy | gizlilik |
in | da |
first | ilk |
about | hakkında |
of | nın |
EN It feels great to wake up and work on something you care about, with people you enjoy spending time with. That's how we feel at Sonix. If you are passionate about delighting millions of customers, we want to chat with you!
TR Uyanmak ve değer verdiğin bir şey üzerinde çalışmak harika hissettiriyor, zaman geçirmekten zevk aldığın insanlarla. Sonix'te böyle hissediyoruz. Milyonlarca müşteriyi memnun etme konusunda tutkulu iseniz, sizinle sohbet etmek istiyoruz!
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
people | insanlarla |
time | zaman |
passionate | tutkulu |
work | çalışmak |
if you are | iseniz |
at | de |
great | harika |
how | böyle |
chat | sohbet |
and | ve |
something | bir şey |
it | etme |
we | istiyoruz |
EN Non-profit managers and employees are amazing people: selfless, passionate and good-hearted. They care about making a difference and we love people who are helping make the world a better place!
TR Kar amacı gütmeyen yöneticiler ve çalışanlar inanılmaz insanlardır: özverili, tutkulu ve iyi kalpli. Bir fark yaratmaya önem veriyorlar ve biz dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardım eden insanları seviyoruz!
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
non-profit | kar amacı gütmeyen |
passionate | tutkulu |
difference | fark |
helping | yardım |
employees | çalışanlar |
place | yer |
people | insanları |
and | ve |
we | biz |
better | daha iyi |
a | bir |
world | dünyayı |
EN It's an open-source and permissionless project and is being developed and supported by a large and passionate global community of volunteers
TR Açık kaynaklı ve izinsiz bir projedir ve büyük ve tutkulu küresel bir gönüllü topluluğu tarafından geliştirilmekte ve desteklenmektedir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
large | büyük |
passionate | tutkulu |
global | küresel |
community | topluluğu |
open | açık |
source | kaynaklı |
and | ve |
by | tarafından |
a | bir |
EN Interested in joining a team of passionate engineers and putting your coding skills to work at the protocol level?
TR Tutkulu mühendislerimizin takımına katılmak ve kodlama bilginizi protokol seviyesinde kullanmak ister misiniz?
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
passionate | tutkulu |
coding | kodlama |
protocol | protokol |
level | seviyesinde |
team | takım |
and | ve |
EN Our team is competent and passionate. We are cautious, reliable, stable and honest.We launched in 1999 and we are in for the long run.
TR Ekibimiz yetkin ve tutkulu. Biz temkinli, güvenilir, istikrarlı ve dürüst.1999'da hizmete aldık ve uzun vadede varız.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
passionate | tutkulu |
reliable | güvenilir |
honest | dürüst |
our team | ekibimiz |
stable | istikrarlı |
long | uzun |
we | biz |
and | da |
EN Our mission? Simple. We're a team of passionate people that just want to help you deliver amazing live chat services to your customers
TR Misyonumuz? Müşteri ilişkilerinizi en iyi hale getirmeniz için size yardımcı olmaktan gurur duyançok çalışkan ve azimli, çok uluslu bir takımız!
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
customers | müşteri |
help | yardımcı |
team | takım |
of | in |
to | için |
your | ve |
EN The global AWS ecosystem consists of a range of AWS enthusiasts and advocates who are passionate about helping others build
TR Küresel AWS ekosistemi, diğerlerine yardım etmek için can atan birçok AWS hayranı ve taraftarından oluşmaktadır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
global | küresel |
aws | aws |
ecosystem | ekosistemi |
helping | yardım |
build | etmek |
consists of | oluşmaktadır |
a | bir |
range | birçok |
of | in |
and | ve |
the | için |
EN Interested in joining a team of passionate engineers and putting your coding skills to work at the protocol level?
TR Tutkulu mühendislerimizin takımına katılmak ve kodlama bilginizi protokol seviyesinde kullanmak ister misiniz?
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
passionate | tutkulu |
coding | kodlama |
protocol | protokol |
level | seviyesinde |
team | takım |
and | ve |
EN If you are passionate about cars, you must be having an ardent wish of driving a Land Rover Range Rover
TR Arabalar konusunda tutkuluysanız, bir Land Rover Range Rover'ı kullanmak için hararetli bir arzunuz olmalı
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
cars | arabalar |
driving | kullanmak |
must | olmalı |
a | bir |
if | için |
EN These influencers are passionate about sustainability
TR Bu influencerlerin gündemini sürdürülebilirlik işgal ediyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
these | bu |
sustainability | sürdürülebilirlik |
EN Today, we have over 1,800 experienced and passionate team members in the Digitain family supporting 150+ partners worldwide.
TR Bugün Digitain ailesinin bir parçası olan 1,800’ün üzerindeki deneyimli ve tutkulu takım üyelerimiz, dünya çapındaki 150’den fazla iş ortağımızı destekliyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
today | bugün |
experienced | deneyimli |
passionate | tutkulu |
team | takım |
family | ailesinin |
and | ve |
have | olan |
worldwide | çapındaki |
the | fazla |
EN HAYMAN-WOODWARD works when talented, passionate people come together
TR HAYMAN-AHŞAP yetenekli, tutkulu insanlar bir araya geldiğinde işe yarar
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
works | iş |
talented | yetenekli |
passionate | tutkulu |
people | insanlar |
together | araya |
EN It feels great to wake up and work on something you care about, with people you enjoy spending time with. That's how we feel at Sonix. If you are passionate about delighting millions of customers, we want to chat with you!
TR Uyanmak ve değer verdiğin bir şey üzerinde çalışmak harika hissettiriyor, zaman geçirmekten zevk aldığın insanlarla. Sonix'te böyle hissediyoruz. Milyonlarca müşteriyi memnun etme konusunda tutkulu iseniz, sizinle sohbet etmek istiyoruz!
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
people | insanlarla |
time | zaman |
passionate | tutkulu |
work | çalışmak |
if you are | iseniz |
at | de |
great | harika |
how | böyle |
chat | sohbet |
and | ve |
something | bir şey |
it | etme |
we | istiyoruz |
EN Non-profit managers and employees are amazing people: selfless, passionate and good-hearted. They care about making a difference and we love people who are helping make the world a better place!
TR Kar amacı gütmeyen yöneticiler ve çalışanlar inanılmaz insanlardır: özverili, tutkulu ve iyi kalpli. Bir fark yaratmaya önem veriyorlar ve biz dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardım eden insanları seviyoruz!
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
non-profit | kar amacı gütmeyen |
passionate | tutkulu |
difference | fark |
helping | yardım |
employees | çalışanlar |
place | yer |
people | insanları |
and | ve |
we | biz |
better | daha iyi |
a | bir |
world | dünyayı |
EN We are hiring people passionate about cutting-edge artificial intelligence, automated transcription, language models, subtiling, and increasing accessibility for all.
TR En son yapay zeka konusunda tutkulu insanları işe alıyoruz, otomatik transkripsiyon, dil modelleri, incelikli, ve herkes için erişilebilirliği artırmak.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
passionate | tutkulu |
intelligence | zeka |
automated | otomatik |
transcription | transkripsiyon |
models | modelleri |
we | herkes |
people | insanları |
and | ve |
for | için |
about | konusunda |
artificial | yapay |
กำลังแสดงคำแปล 23 จาก 23 รายการ