EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
"unless they feel" v angleščina je mogoče prevesti v naslednjih Turški besed/besednih zvez:
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
angleščina | Turški |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
angleščina | Turški |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
angleščina | Turški |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
angleščina | Turški |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
angleščina | Turški |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
angleščina | Turški |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
angleščina | Turški |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
angleščina | Turški |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
angleščina | Turški |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
angleščina | Turški |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
angleščina | Turški |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
angleščina | Turški |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Customers retain control and ownership over the data that they choose to store with AWS, they also choose the geographical region in which they store their content. AWS will not disclose or move your content unless legally required to do so.
TR Müşteriler, AWS’de depoladıkları veriler üzerindeki denetim ve sahiplik haklarını korurken, içeriklerinin depolanacağı coğrafi bölgeyi de seçebilir. AWS, yasal bir zorunluluk olmadığı sürece içeriklerinizi ifşa etmez veya taşımaz.
angleščina | Turški |
---|---|
customers | müşteriler |
control | denetim |
data | veriler |
aws | aws |
geographical | coğrafi |
legally | yasal |
your content | içeriklerinizi |
not | olmadığı |
or | veya |
and | ve |
EN If we feel comfortable, we could reach out directly to the person who acted inappropriately, letting them know how their behavior made us feel, and make a request that they change their behavior moving forward.
TR Kendimizi rahat hissedersek, uygunsuz davranan kişiye doğrudan ulaşabilir, davranışlarının bize nasıl hissettirdiğini bildirebilir ve ileride davranışlarını değiştirmeleri için talepte bulunabiliriz.
angleščina | Turški |
---|---|
comfortable | rahat |
directly | doğrudan |
inappropriately | uygunsuz |
behavior | davranış |
to the person | kişiye |
and | ve |
us | bize |
out | de |
how | nasıl |
EN Help newcomers feel safe, welcome and valued as a human being, no matter how badly they might feel trapped inside their internet and technology addiction
TR Yeni gelenlerin, internet ve teknoloji bağımlılıklarının içinde ne kadar sıkışıp kalmış hissederlerse hissetsinler, kendilerini güvende, hoş karşılanmış ve bir insan olarak değerli hissetmelerine yardımcı olun
angleščina | Turški |
---|---|
valued | değerli |
human | insan |
internet | internet |
technology | teknoloji |
matter | ne |
inside | iç |
help | yardımcı |
and | ve |
as | olarak |
EN If we feel comfortable, we could reach out directly to the person who acted inappropriately, letting them know how their behavior made us feel, and make a request that they change their behavior moving forward.
TR Kendimizi rahat hissedersek, uygunsuz davranan kişiye doğrudan ulaşabilir, davranışlarının bize nasıl hissettirdiğini bildirebilir ve ileride davranışlarını değiştirmeleri için talepte bulunabiliriz.
angleščina | Turški |
---|---|
comfortable | rahat |
directly | doğrudan |
inappropriately | uygunsuz |
behavior | davranış |
to the person | kişiye |
and | ve |
us | bize |
out | de |
how | nasıl |
EN Help newcomers feel safe, welcome and valued as a human being, no matter how badly they might feel trapped inside their internet and technology addiction
TR Yeni gelenlerin, internet ve teknoloji bağımlılıklarının içinde ne kadar sıkışıp kalmış hissederlerse hissetsinler, kendilerini güvende, hoş karşılanmış ve bir insan olarak değerli hissetmelerine yardımcı olun
angleščina | Turški |
---|---|
valued | değerli |
human | insan |
internet | internet |
technology | teknoloji |
matter | ne |
inside | iç |
help | yardımcı |
and | ve |
as | olarak |
EN Unless you make the termination because we violate the Agreement and you notify us in writing, or unless a refund is required by law.
TR Sözleşmeyi ihlal ettiğimiz için fesih yapmadığınız ve bize yazılı olarak bildirmediğiniz veya kanunen bir geri ödeme gerektirmediği sürece.
angleščina | Turški |
---|---|
writing | yazılı |
and | ve |
refund | geri ödeme |
because | için |
or | veya |
us | bize |
a | bir |
EN According to sociologist Jutta Allmendinger for many Germans home is the place where they feel safe and at ease, the place the family lives, where they now live and where they have friends.
TR Sosyolog Jutta Allmendinger’e göre memleket pek çok Alman için kendilerini kucakladığını hissettikleri, ailelerinin yaşadığı, kendilerinin yaşamakta oldukları ve dostlarının bulunduğu yer.
angleščina | Turški |
---|---|
is | bulunduğu |
many | pek |
and | ve |
the | alman |
have | ya |
EN That’s how we feel at Sonix and it’s something that we want all of our customers to feel as well — a sense of wonder and accomplishment.
TR Sonix'te de böyle hissediyoruz ve bu, tüm müşterilerimizin de hissetmesini istediğimiz bir şey — merak ve başarı duygusu.
EN I feel alive and in communion with the world and my life, and I feel I spend my time in ways that align with my values and bring about a positive impact in the lives of others and of myself
TR Kendimi canlı ve dünyayla ve hayatımla bütünlük içinde hissediyorum ve zamanımı değerlerime uygun ve başkalarının ve kendimin hayatlarında olumlu bir etki yaratan şekillerde harcadığımı hissediyorum
angleščina | Turški |
---|---|
time | zaman |
bring | de |
positive | olumlu |
impact | etki |
alive | canlı |
and | ve |
others | başkaları |
life | hayat |
with | uygun |
in | içinde |
EN That’s how we feel at Sonix and it’s something that we want all of our customers to feel as well — a sense of wonder and accomplishment.
TR Sonix'te de böyle hissediyoruz ve bu, tüm müşterilerimizin de hissetmesini istediğimiz bir şey — merak ve başarı duygusu.
EN I need to let you know that I feel I am at my emotional capacity and I don’t feel able to hold space for discussing this topic further.”
TR Duygusal kapasitemde olduğumu hissettiğimi ve bu konuyu daha fazla tartışmak için yer tutamayacağımı bilmenizi isterim."
angleščina | Turški |
---|---|
emotional | duygusal |
and | ve |
this | bu |
EN They will be accompanying you right up to the Bundestag election in the stories on our Instagram and Facebook channels, and they will be reporting on how they are experiencing their first election and how they make their decisions
TR Seçim gününe kadar hikayeleriyle Instagram ve Facebook kanallarımızda bu süreci sizinle paylaşacaklar ve seçimlerine uzanan yolu sizlerle paylaşacaklar
angleščina | Turški |
---|---|
election | seçim |
to | kadar |
and | ve |
channels | kanallar |
EN The name search function in the chamber's search engine only indicates if the person is a member of the Board of Directors and (unless a company is a 'Limited') does not show which companies they own shares in
TR Ticaret Odası'nın arama motorundaki isim arama fonksiyonuyla ise, yalnızca şahsın üyesi olduğu yönetim kurulu gösteriliyor ancak şahsın hangi firmalarda hisselerinin olduğu gösterilmiyor (eğer mevzu bahis şirket "Limited" değilse)
angleščina | Turški |
---|---|
name | isim |
limited | limited |
if | eğer |
company | şirket |
search | arama |
is | olduğu |
own | de |
member | üyesi |
board | kurulu |
only | yalnızca |
EN In other words, there are to be no more CO2 emissions after 2050 – unless they are offset by climate protection measures
TR Yani 2050 yılından itibaren emisyon olmaması öngürülüyor; şayet iklimin korunması sayesinde bu dengelenmemişse
angleščina | Turški |
---|---|
climate | iklimin |
protection | korunması |
to | sayesinde |
EN When somebody is acting inappropriately, it can be the case that they don’t realize how their behavior is making others feel
TR Birisi uygunsuz davrandığında, davranışlarının başkalarını nasıl hissettirdiğinin farkında olmayabilir
angleščina | Turški |
---|---|
inappropriately | uygunsuz |
behavior | davranış |
others | başkaları |
how | nasıl |
EN By allowing guests to stimulate their physical and mental fitness at any time, Vitality allows our guests to feel as good on the road as they would at home.We promote Vitality in movement, cuisine, and meetings.
TR Misafirlerin herhangi bir zamanda fiziksel ve zihinsel formunu canlandırarak Vitality, seyahatlerinde evlerindeki gibi iyi hissetmelerine olanak tanır.Hareketlerde, mutfakta ve toplantılarda Vitality’yi destekleriz.
angleščina | Turški |
---|---|
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
time | zamanda |
meetings | toplantı |
and | ve |
any | herhangi |
EN Video games are awesome. There’s no limit to howawesome they can be. Our mission is to help every gamerpush the boundaries of awesome and feel like a star.
TR Video oyunları mükemmeldir. Ne kadar mükemmel olabileceklerinin sınırı yoktur. Misyonumuz her oyuncuya yardım etmektir mükemmeliğin sınırlarını zorlayın ve bir yıldız gibi hissedin.
angleščina | Turški |
---|---|
video | video |
no | yoktur |
boundaries | sınırları |
feel | hissedin |
help | yardım |
can | ne |
limit | sınırı |
and | ve |
a | bir |
the | gibi |
games | oyunlar |
to | her |
EN Proportion of population that feel safe walking alone around the area they live
TR Yaşadıkları alanın çevresinde yalnız yürürken güvende hisseden nüfusun oranı
angleščina | Turški |
---|---|
of | ın |
population | nüfusun |
alone | yalnız |
around | çevresinde |
area | alan |
EN Animate your design elements so they pop off the page and create a more dynamic look and feel for your content.
TR Tasarım öğelerinizi sayfadan fırlayacak şekilde canlandırın ve içeriğiniz için daha dinamik bir görünüm ve his yaratın.
angleščina | Turški |
---|---|
dynamic | dinamik |
design | tasarım |
off | bir |
and | ve |
the | şekilde |
more | daha |
EN By allowing guests to stimulate their physical and mental fitness at any time, Vitality allows our guests to feel as good on the road as they would at home.We promote Vitality in movement, cuisine, and meetings.
TR Misafirlerin herhangi bir zamanda fiziksel ve zihinsel formunu canlandırarak Vitality, seyahatlerinde evlerindeki gibi iyi hissetmelerine olanak tanır.Hareketlerde, mutfakta ve toplantılarda Vitality’yi destekleriz.
angleščina | Turški |
---|---|
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
time | zamanda |
meetings | toplantı |
and | ve |
any | herhangi |
EN Many people turn to a trustworthy media brand when they feel an acute need for more information.
TR Birçok insan, bilgi edinme ihtiyacında iveğen bir yükselme hissettiğinde, güvenilir medya markalarına yöneliyor.
angleščina | Turški |
---|---|
people | insan |
trustworthy | güvenilir |
media | medya |
need | ihtiyacı |
information | bilgi |
many | çok |
a | bir |
EN The large majority of respondents view home as a place where they feel safe and secure, where the family lives, where one lives now, and where one has friends
TR Ankete katılanların büyük çoğunluğu memleketi, kendini ait ve güvende hissettiği, ailenin yaşadığı, halihazırda ikamet ettiği ve dostlarının bulunduğu yer olarak görüyor
angleščina | Turški |
---|---|
large | büyük |
majority | çoğunluğu |
and | ve |
of | yer |
the | halihazırda |
EN We have an increasing number of children and adolescents who were born and raised in Germany but do not feel that they are an equal part of society
TR Almanya’da doğup büyüyen fakat kendilerini bu toplumun eşit bireyleri olarak hissetmeyen gençlerin sayısı giderek artıyor
angleščina | Turški |
---|---|
increasing | giderek |
equal | eşit |
society | toplumun |
but | fakat |
were | bu |
EN We pride ourselves on our ability to provide businesses with accurate results that they feel confident basing their strategy around.
TR İşletmelere stratejilerini dayandırabilecekleri doğru sonuçlar sunma becerimizle gurur duyuyoruz.
angleščina | Turški |
---|---|
pride | gurur |
to | doğru |
EN Our success depends on our people performing at their best – and for this they need to feel motivated, connected and valued
TR Geleceğimiz, insanlarımızın ellerinden gelenin en iyisini yapmalarına bağlı ve bu nedenle azimli, ilgili ve değer verilmiş hissetmeleri gerekir
angleščina | Turški |
---|---|
best | iyisini |
on | ilgili |
connected | bağlı |
and | ve |
this | bu |
to | nedenle |
EN When somebody is acting inappropriately, it can be the case that they don’t realize how their behavior is making others feel
TR Birisi uygunsuz davrandığında, davranışlarının başkalarını nasıl hissettirdiğinin farkında olmayabilir
angleščina | Turški |
---|---|
inappropriately | uygunsuz |
behavior | davranış |
others | başkaları |
how | nasıl |
EN “The faster new hires feel welcome and prepared for their jobs, the faster they will be able to successfully contribute to the firm’s mission”
TR “Yeni işe alınan kişiler iyi bir şekilde karşılandıklarını ve işlerine hazır olduklarını hissettikleri zaman, firmanın misyonuna daha hızlı bir şekilde katkıda bulunuyorlar”
EN “The faster new hires feel welcome and prepared for their jobs, the faster they will be able to successfully contribute to the firm’s mission”
TR “Yeni işe alınan kişiler iyi bir şekilde karşılandıklarını ve işlerine hazır olduklarını hissettikleri zaman, firmanın misyonuna daha hızlı bir şekilde katkıda bulunuyorlar”
EN “The faster new hires feel welcome and prepared for their jobs, the faster they will be able to successfully contribute to the firm’s mission”
TR “Yeni işe alınan kişiler iyi bir şekilde karşılandıklarını ve işlerine hazır olduklarını hissettikleri zaman, firmanın misyonuna daha hızlı bir şekilde katkıda bulunuyorlar”
EN “The faster new hires feel welcome and prepared for their jobs, the faster they will be able to successfully contribute to the firm’s mission”
TR “Yeni işe alınan kişiler iyi bir şekilde karşılandıklarını ve işlerine hazır olduklarını hissettikleri zaman, firmanın misyonuna daha hızlı bir şekilde katkıda bulunuyorlar”
EN “The faster new hires feel welcome and prepared for their jobs, the faster they will be able to successfully contribute to the firm’s mission”
TR “Yeni işe alınan kişiler iyi bir şekilde karşılandıklarını ve işlerine hazır olduklarını hissettikleri zaman, firmanın misyonuna daha hızlı bir şekilde katkıda bulunuyorlar”
EN “The faster new hires feel welcome and prepared for their jobs, the faster they will be able to successfully contribute to the firm’s mission”
TR “Yeni işe alınan kişiler iyi bir şekilde karşılandıklarını ve işlerine hazır olduklarını hissettikleri zaman, firmanın misyonuna daha hızlı bir şekilde katkıda bulunuyorlar”
EN “The faster new hires feel welcome and prepared for their jobs, the faster they will be able to successfully contribute to the firm’s mission”
TR “Yeni işe alınan kişiler iyi bir şekilde karşılandıklarını ve işlerine hazır olduklarını hissettikleri zaman, firmanın misyonuna daha hızlı bir şekilde katkıda bulunuyorlar”
EN “The faster new hires feel welcome and prepared for their jobs, the faster they will be able to successfully contribute to the firm’s mission”
TR “Yeni işe alınan kişiler iyi bir şekilde karşılandıklarını ve işlerine hazır olduklarını hissettikleri zaman, firmanın misyonuna daha hızlı bir şekilde katkıda bulunuyorlar”
EN “The faster new hires feel welcome and prepared for their jobs, the faster they will be able to successfully contribute to the firm’s mission”
TR “Yeni işe alınan kişiler iyi bir şekilde karşılandıklarını ve işlerine hazır olduklarını hissettikleri zaman, firmanın misyonuna daha hızlı bir şekilde katkıda bulunuyorlar”
EN “The faster new hires feel welcome and prepared for their jobs, the faster they will be able to successfully contribute to the firm’s mission”
TR “Yeni işe alınan kişiler iyi bir şekilde karşılandıklarını ve işlerine hazır olduklarını hissettikleri zaman, firmanın misyonuna daha hızlı bir şekilde katkıda bulunuyorlar”
EN “The faster new hires feel welcome and prepared for their jobs, the faster they will be able to successfully contribute to the firm’s mission”
TR “Yeni işe alınan kişiler iyi bir şekilde karşılandıklarını ve işlerine hazır olduklarını hissettikleri zaman, firmanın misyonuna daha hızlı bir şekilde katkıda bulunuyorlar”
EN “The faster new hires feel welcome and prepared for their jobs, the faster they will be able to successfully contribute to the firm’s mission”
TR “Yeni işe alınan kişiler iyi bir şekilde karşılandıklarını ve işlerine hazır olduklarını hissettikleri zaman, firmanın misyonuna daha hızlı bir şekilde katkıda bulunuyorlar”
Prikaz 50 od 50 prevodov