EN That’s how we feel at Sonix and it’s something that we want all of our customers to feel as well — a sense of wonder and accomplishment.
EN That’s how we feel at Sonix and it’s something that we want all of our customers to feel as well — a sense of wonder and accomplishment.
TR Sonix'te de böyle hissediyoruz ve bu, tüm müşterilerimizin de hissetmesini istediğimiz bir şey — merak ve başarı duygusu.
EN If we feel comfortable, we could reach out directly to the person who acted inappropriately, letting them know how their behavior made us feel, and make a request that they change their behavior moving forward.
TR Kendimizi rahat hissedersek, uygunsuz davranan kişiye doğrudan ulaşabilir, davranışlarının bize nasıl hissettirdiğini bildirebilir ve ileride davranışlarını değiştirmeleri için talepte bulunabiliriz.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
comfortable | rahat |
directly | doğrudan |
inappropriately | uygunsuz |
behavior | davranış |
to the person | kişiye |
and | ve |
us | bize |
out | de |
how | nasıl |
EN I feel alive and in communion with the world and my life, and I feel I spend my time in ways that align with my values and bring about a positive impact in the lives of others and of myself
TR Kendimi canlı ve dünyayla ve hayatımla bütünlük içinde hissediyorum ve zamanımı değerlerime uygun ve başkalarının ve kendimin hayatlarında olumlu bir etki yaratan şekillerde harcadığımı hissediyorum
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
time | zaman |
bring | de |
positive | olumlu |
impact | etki |
alive | canlı |
and | ve |
others | başkaları |
life | hayat |
with | uygun |
in | içinde |
EN Help newcomers feel safe, welcome and valued as a human being, no matter how badly they might feel trapped inside their internet and technology addiction
TR Yeni gelenlerin, internet ve teknoloji bağımlılıklarının içinde ne kadar sıkışıp kalmış hissederlerse hissetsinler, kendilerini güvende, hoş karşılanmış ve bir insan olarak değerli hissetmelerine yardımcı olun
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
valued | değerli |
human | insan |
internet | internet |
technology | teknoloji |
matter | ne |
inside | iç |
help | yardımcı |
and | ve |
as | olarak |
EN That’s how we feel at Sonix and it’s something that we want all of our customers to feel as well — a sense of wonder and accomplishment.
TR Sonix'te de böyle hissediyoruz ve bu, tüm müşterilerimizin de hissetmesini istediğimiz bir şey — merak ve başarı duygusu.
EN I need to let you know that I feel I am at my emotional capacity and I don’t feel able to hold space for discussing this topic further.”
TR Duygusal kapasitemde olduğumu hissettiğimi ve bu konuyu daha fazla tartışmak için yer tutamayacağımı bilmenizi isterim."
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
emotional | duygusal |
and | ve |
this | bu |
EN If we feel comfortable, we could reach out directly to the person who acted inappropriately, letting them know how their behavior made us feel, and make a request that they change their behavior moving forward.
TR Kendimizi rahat hissedersek, uygunsuz davranan kişiye doğrudan ulaşabilir, davranışlarının bize nasıl hissettirdiğini bildirebilir ve ileride davranışlarını değiştirmeleri için talepte bulunabiliriz.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
comfortable | rahat |
directly | doğrudan |
inappropriately | uygunsuz |
behavior | davranış |
to the person | kişiye |
and | ve |
us | bize |
out | de |
how | nasıl |
EN Help newcomers feel safe, welcome and valued as a human being, no matter how badly they might feel trapped inside their internet and technology addiction
TR Yeni gelenlerin, internet ve teknoloji bağımlılıklarının içinde ne kadar sıkışıp kalmış hissederlerse hissetsinler, kendilerini güvende, hoş karşılanmış ve bir insan olarak değerli hissetmelerine yardımcı olun
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
valued | değerli |
human | insan |
internet | internet |
technology | teknoloji |
matter | ne |
inside | iç |
help | yardımcı |
and | ve |
as | olarak |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN Do employees feel that they are adequately compensated? Does the benefits package match the needs of the staff? Are there perks and benefits they would like to see? Do employees feel that their efforts are being recognized and appreciated?
TR Çalışanlarınız uygun ücreti aldığını düşünüyor mu? Menfaat paketi personelin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Almak istedikleri yan ödeme ve haklar var mı? Çalışanlarınız çabalarının görülüp takdir edildiğini hissediyor mu?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
package | paketi |
match | uygun |
appreciated | takdir |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
the | var |
EN I feel like Ahrefs is more than a tool. Ahrefs is a partner to me in my work as a digital marketer and helps me look like a rockstar to my clients.
TR Ahrefs, sanki bir araçtan daha fazlasıymış gibi hissediyorum. Ahrefs dijital pazarlamada benim ortağım, ve müşterilerimin gözünde bir rock yıldızı gibi görünmemi sağlıyor.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
tool | araç |
partner | ortağı |
look | göz |
ahrefs | ahrefs |
digital | dijital |
as | gibi |
and | ve |
my | benim |
EN At the same time, readers of the final paper can feel more confident that the work is reproducible because the initial study predictions and analysis plans were independently reviewed.
TR Aynı zamanda nihai makalenin okuyucuları da kendilerini çalışmanın tekrarlanabilir olduğu konusunda daha emin hisseder, çünkü başlangıçtaki çalışma tahminleri ve analiz planları bağımsız olarak incelenmiştir.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
time | zamanda |
readers | okuyucular |
analysis | analiz |
independently | bağımsız |
plans | planları |
is | olduğu |
work | çalışma |
of | konusunda |
because | çünkü |
final | nihai |
the | aynı |
and | ve |
were | daha |
EN Corendon Airlines has a multilingual Call Center in order to make you feel more comfortable when you have questions in mind
TR Corendon Airlines; aklındaki soruları, kendini en rahat hissettiğin dilde anlatabilmen için birden fazla dil konuşabilen Çağrı Merkezi ekibine sahiptir
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
a | a |
center | merkezi |
comfortable | rahat |
corendon | corendon |
airlines | airlines |
has | sahiptir |
more | fazla |
EN Feel truly safe online with AI-driven protection against hackers and the latest viruses, ransomware and spyware.
TR Bilgisayar korsanlarına, en yeni virüslere, fidye yazılımlarına ve casus yazılımlara karşı yapay zeka odaklı koruma sayesinde çevrimiçi ortamda kendinizi gerçekten güvende hissedin.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
feel | hissedin |
truly | gerçekten |
and | ve |
viruses | virüslere |
online | çevrimiçi |
protection | koruma |
latest | en |
against | karşı |
EN We're a community of many types of people, who all have the right to feel safe and comfortable using the Last.fm website
TR Biz, Last.fm sitesini kullanırken kendisini güvende ve rahat hissetme hakkına sahip olan birçok farklı insanın yer aldığı bir topluluğuz
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
people | insan |
right | hakkı |
comfortable | rahat |
using | kullanırken |
last | last |
and | ve |
website | sitesini |
many | çok |
to | sahip |
of | yer |
EN Feel free to join our social media to stay in touch with Atomic Wallet!
TR Atomic Wallet ile bağlantıda kalmak için sosyal medyamıza katılmaktan çekinmeyin!
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
in | da |
social | sosyal |
wallet | wallet |
to | için |
EN With an average user review of 4.7 / 5.0, you can feel confident your Digital Assets are private and safe.
TR 5 üzerinden 4.7 ortalama kullanıcı puanıyla, Dijital Varlıklarınızı gönderirken, alırken ya da sadece saklarken en üst seviye gizlilik ve güvenilirliğe sahip olduğunuzu bilerek kendinizi güvende hissedebilirsiniz.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
average | ortalama |
user | kullanıcı |
digital | dijital |
assets | varlıklar |
of | sadece |
and | ve |
safe | e |
with | üst |
EN Feel free to get the advantage of it as long as you want
TR Dilediğiniz kadar avantajdan yararlanabilirsiniz
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
to | kadar |
EN Feel free to edit your cover until you’re happy with the result.
TR Kapağınızı, sonuçtan memnun kalana kadar düzenlemekten çekinmeyin.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
result | sonuç |
to | kadar |
EN You don’t need to worry about not having any design skills. With our intuitive interface, any user will feel like a designer instantly!
TR Herhangi bir tasarım becerisine sahip olmasanız bile endişe etmenize gerek yok. Sezgisel arayüzümüz sayesinde her kullanıcı anında bir tasarımcı gibi hissedecek!
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
need | gerek |
intuitive | sezgisel |
instantly | anında |
user | kullanıcı |
you | etmenize |
design | tasarım |
designer | tasarımcı |
any | herhangi |
interface | arayüz |
a | bir |
to | bile |
like | gibi |
with | sayesinde |
EN You’ll get your business card files in PDF and SVG. Feel free to resize them while maintaining the quality.
TR Kartvizit dosyalarınızı PDF ve SVG olarak alacaksınız. Kaliteyi korurken yeniden boyutlandırmaktan çekinmeyin.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
svg | svg |
quality | kaliteyi |
files | dosyaları |
and | ve |
card | kartvizit |
EN Feel free to set your own prices for logos and other designs.
TR Logolar ve diğer tasarımlar için kendi fiyatlarınızı belirlemekten çekinmeyin.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
logos | logolar |
other | diğer |
designs | tasarımlar |
prices | fiyatları |
and | ve |
EN Feel free to use your logo for both personal and commercial purposes.
TR Logonuzu hem kişisel hem de ticari amaçlar için kullanmaktan çekinmeyin.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
personal | kişisel |
commercial | ticari |
both | de |
EN With elegant details, original designs and quality workmanship, we offer you the evening dresses of the season. Our evening dress collection includes designs in which simplicity meets glamour and makes you feel the most special on your most special day.
TR Zarif detaylar,özgün tasarımlar ve kaliteli işçilik ile sezonun abiye modellerini sizlere sunuyoruz. Sadeliğin ışıltı ile buluştuğu abiye koleksiyonumuz en özel gününüzde en özel hissettirmeye devam ediyor.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
elegant | zarif |
details | detaylar |
designs | tasarımlar |
quality | kaliteli |
most | en |
original | özgün |
of the season | sezonun |
day | gün |
and | ve |
of | in |
the | özel |
we offer | sunuyoruz |
EN The Eaton adaptors you rely on today will look, feel and perform exactly the same.
TR Halihazırda güvendiğiniz Eaton adaptörleri bu kaplamayla da aynı görünecek ve aynı performansı gösterecektir.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
perform | performans |
eaton | eaton |
and | ve |
the | aynı |
EN Feel free to contribute! All user-contributed text on this page is available under the Creative Commons Attribution-ShareAlike License; additional terms may apply.
TR Katkıda bulunmaktan çekinme! Bu sayfada yer alan tüm kullanıcıya ait içerikler Creative Commons Niteliği-ShareAlike Lisansı altında bulunabilir; ek şartlar geçerli olabilir.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
additional | ek |
apply | geçerli |
user | kullanıcıya |
creative | creative |
commons | commons |
terms | şartlar |
this | bu |
under | altında |
all | tüm |
license | lisans |
contribute | katkı |
page | sayfada |
EN It’s that moment when you see, hear, taste, touch or feel something as if for the very first time
TR Bir şeyin sanki ilk kezmiş gibi görüldüğü, duyulduğu, tadıldığı, dokunulduğu ve hissedildiği o andır
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
that | o |
first | ilk |
hear | ve |
EN With private pools and butler service, guests can feel free to frolic the day away; everything a tropical vacation requires is already here.
TR Tropik bir tatilin gerektirdiği her şeyin bulunduğu burada, özel havuzlar ve uşak hizmeti ile misafirler eğlenerek geçirecekleri bir gün için kendilerini serbest hissederler.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
pools | havuzlar |
butler | uşak |
service | hizmeti |
guests | misafirler |
free | serbest |
and | ve |
with | ile |
is | bulunduğu |
EN Indulge, unwind and feel the magic of an ancient culture that is still alive.
TR Kendinizi şımartın, dinlenin ve hala canlı olan bir antik kültürün büyüsünü hissedin.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
feel | hissedin |
ancient | antik |
alive | canlı |
and | ve |
culture | kültür |
is | olan |
EN Tag descriptions on Last.fm are editable by everyone. Feel free to contribute! All user-contributed text on this page is available under the Creative Commons Attribution-ShareAlike License; additional terms may apply.
TR Last.fm'deki etiket tanımları herkes tarafından düzenlenebilir. Katkıda bulunmaktan çekinme! Bu sayfada yer alan tüm kullanıcıya ait içerikler Creative Commons Niteliği-ShareAlike Lisansı altında bulunabilir; ek şartlar geçerli olabilir.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
tag | etiket |
editable | düzenlenebilir |
additional | ek |
apply | geçerli |
last | last |
user | kullanıcıya |
creative | creative |
commons | commons |
terms | şartlar |
this | bu |
under | altında |
by | tarafından |
all | tüm |
license | lisans |
contribute | katkı |
page | sayfada |
EN I would like to thank Support to Life teams who encouraged and supported me and made me feel accompanied with their tolerance, attention, information, and most importantly friendship
TR Bu noktaya gelebilmem için beni cesaretlendiren, desteklerini eksik etmeyen, hoşgörüleri, ilgileri, bilgileri ve en önemlisi arkadaşlıklarıyla daima yanımda olduklarını hissettiren Hayata Destek Derneği ekiplerine teşekkür ediyorum
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
me | beni |
information | bilgileri |
support | destek |
most | en |
to life | hayata |
and | ve |
to | için |
EN The time I spent at Support to Life gets back to me as great value, makes me feel good and empowers me to do more for myself and for others
TR Hayata Destek Evi’nde geçirdiğim zamanlar bana büyük bir zenginlik olarak dönüyor, beni iyi hissettiriyor, hem kendim hem başkaları için daha fazlasını yapmak için beni güçlü kılıyor
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
support | destek |
more | fazlasını |
others | başkaları |
me | beni |
value | bir |
to life | hayata |
i | bana |
great | büyük |
EN It feels great to wake up and work on something you care about, with people you enjoy spending time with. That's how we feel at Sonix. If you are passionate about delighting millions of customers, we want to chat with you!
TR Uyanmak ve değer verdiğin bir şey üzerinde çalışmak harika hissettiriyor, zaman geçirmekten zevk aldığın insanlarla. Sonix'te böyle hissediyoruz. Milyonlarca müşteriyi memnun etme konusunda tutkulu iseniz, sizinle sohbet etmek istiyoruz!
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
people | insanlarla |
time | zaman |
passionate | tutkulu |
work | çalışmak |
if you are | iseniz |
at | de |
great | harika |
how | böyle |
chat | sohbet |
and | ve |
something | bir şey |
it | etme |
we | istiyoruz |
EN Not only that, the presence of a scribe, can make patients feel uncomfortable which leads to less productive conversations
TR Sadece bu değil, bir katip varlığı, hastaları rahatsız hissettirebilir ve bu da daha az üretken konuşmalara yol açar
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
uncomfortable | rahatsız |
productive | üretken |
make | da |
a | bir |
patients | hastaları |
the | değil |
EN Customize the look and feel of your captions: font size, font color, background, and positioning.
TR Resim yazılarınızın görünümünü ve hissini özelleştirin: yazı tipi boyutu, yazı tipi rengi, arka plan ve konumlandırma.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
of | ın |
font | yazı tipi |
size | boyutu |
color | rengi |
background | arka plan |
customize | özelleştirin |
and | ve |
EN If you go someplace new, do you feel an uncontrollable urge to document it on social media?
TR Yeni bir yere giderseniz, bunu sosyal medyada belgelemek için kontrol edilemez bir dürtü hissediyor musunuz?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
you | in |
do you | musunuz |
it | bunu |
social | sosyal |
to | için |
new | yeni bir |
EN Do you feel anxious if you leave the house without your phone or headphones, or if you don?t have it sitting next to you?
TR Evden telefonunuz veya kulaklığınız olmadan çıkarsanız veya yanınızda yoksa endişeli hissediyor musunuz?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
do you | musunuz |
without | olmadan |
or | yoksa |
the | veya |
EN Do you feel like you?re not living up to your potential or are you just getting by in life, and drowning this dissatisfaction with ever more staring at your phone?
TR Potansiyelinize ulaşamadığınızı mı hissediyorsunuz yoksa sadece hayatınıza devam ediyor musunuz ve bu memnuniyetsizliği telefonunuza her zamankinden daha fazla bakmakla boğuyor musunuz?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
or | yoksa |
do you | musunuz |
this | bu |
life | hayat |
and | ve |
ever | daha |
to | her |
EN . If you are new, you can introduce yourself and, if you feel comfortable, share what brought you to ITAA. There will be time after the meeting to ask questions.
TR . Eğer yeniyseniz kendinizi tanıtabilir ve rahat hissediyorsanız sizi ITAA'ya getirenleri paylaşabilirsiniz. Toplantıdan sonra soru sormak için zaman olacak.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
comfortable | rahat |
meeting | toplantı |
if | eğer |
time | zaman |
and | ve |
ask | sormak |
questions | soru |
share | paylaş |
the | sonra |
will | olacak |
EN If you are new, didn’t have a chance to share, or are struggling, please feel free to stay as a number of us are available to talk or answer any questions after the meeting ends.
TR Yeniyseniz, paylaşma şansınız olmadıysa veya zorlanıyorsanız, toplantı bittikten sonra birkaçımız konuşmak veya herhangi bir soruyu yanıtlamak için müsait olduğumuz için lütfen kalmaktan çekinmeyin.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
meeting | toplantı |
to talk | konuşmak |
or | veya |
please | lütfen |
a | bir |
of | in |
any | herhangi |
share | paylaş |
Menunjukkan 50 daripada 50 terjemahan