EN 3. We are investing in capacity-building to remain one of the fastest-growing open access publishers. In 2019 we published over 40% more open access articles than the previous year.
EN 3. We are investing in capacity-building to remain one of the fastest-growing open access publishers. In 2019 we published over 40% more open access articles than the previous year.
TR 3. En hızlı büyüyen açık erişimli yayıncılardan birisi olarak kalmak için kapasite oluşturmaya yatırım yaparız. 2019'de önceki yıla kıyasla %40'tan daha fazla açık erişimli makale yayınladık.
Anglų | Turkų |
---|---|
open | açık |
access | erişimli |
fastest | hızlı |
growing | büyüyen |
capacity | kapasite |
building | oluşturmaya |
of | in |
previous | önceki |
investing | yatırım |
one | birisi |
to | için |
are | kalmak |
EN Anti-diabetics is forecast to remain the second biggest therapy area with sales of $60bn in 2024 and anti-rheumatic completing the top three.
TR Antidiyabetiklerin 2024 yılında 60 milyar dolarlık satışla ikinci büyük tedavi olacağı ve antiromatizmal ilaçların da ilk üçe gireceği tahmin edilmektedir.
Anglų | Turkų |
---|---|
second | ikinci |
sales | satış |
of | ın |
three | yıl |
to | e |
and | ve |
in | da |
with | ilk |
EN Though we’ve grown from a small startup to a large international company, we remain fully committed to the fundamental values that got us where we are now: adapting to change versus following a strict plan and by placing individuals over processes
TR Küçük bir girişimden büyük bir uluslararası firmaya dönüşmemize rağmen, bizi şu anki konumuza getiren temel değerlere tamamen bağlıyız: katı bir plana bağlı kalmak yerine değişime ayak uydurmak ve bireyleri sürece dahil etmek
Anglų | Turkų |
---|---|
small | küçük |
company | iş |
fully | tamamen |
plan | plana |
international | uluslararası |
large | büyük |
and | ve |
over | de |
us | bizi |
to | etmek |
are | kalmak |
EN Past issues will remain as subscription content and subscribers will continue to access these as part of their collections and subscriptions.
TR Geçmiş sayılar aboneliğe dayalı içerik olarak kalacaktır ve aboneler bunlara koleksiyonları veya abonelikleri kapsamında erişmeye devam edecektir.
Anglų | Turkų |
---|---|
content | içerik |
past | geçmiş |
continue | devam |
will | edecektir |
and | ve |
to | e |
of | olarak |
EN Journals changing to open access will continue to maintain the same rigorous editorial standards. The Editor and Editorial Board will remain unchanged, unless there are specific alterations listed on the journal homepage.
TR Açık erişimli hale gelen dergiler aynı titiz editoryal standartlara sahip olmaya devam edecektir. Derginin ana sayfasında belirli değişimler listelenmediği müddetçe Editör ve Editörlük Kurulu aynı kalacaktır.
Anglų | Turkų |
---|---|
journals | dergiler |
editorial | editoryal |
standards | standartlara |
editor | editör |
board | kurulu |
journal | derginin |
will | edecektir |
access | erişimli |
and | ve |
open | açık |
continue | devam |
the | aynı |
EN No, the content previously published under the subscription model in the journal will remain accessible to subscribers.
TR Hayır, daha önce dergide abonelik modeli kapsamında yayınlanan içeriklere aboneler tarafından erişilebilir.
Anglų | Turkų |
---|---|
content | içeriklere |
published | yayınlanan |
subscription | abonelik |
model | modeli |
accessible | erişilebilir |
previously | daha önce |
the | önce |
no | hayır |
to | daha |
EN Humanitarian aid needs to remain neutral in conflict situations and stay clear of political, nationalist, religious or ideological discussions
TR İnsani yardım, politik, ekonomik ve diğer güç odaklarından bağımsız yürütülmelidir
Anglų | Turkų |
---|---|
aid | yardım |
and | ve |
political | politik |
EN While we support life, we remain aware of our responsibility to be accountable.
TR İnsani yardım faaliyetlerimizi hesap verme sorumluluğu bilinciyle yürüterek hayatı destekleriz.
Anglų | Turkų |
---|---|
support | yardım |
responsibility | sorumluluğu |
we support | destekleriz |
life | hayatı |
EN Residual copies of your personal information or posts may remain on backup media for a short period of time thereafter.
TR Kişisel bilgilerinizin veya gönderilerinizin kalan kopyaları bundan sonra kısa bir süre için yedekleme ortamında kalabilir.
Anglų | Turkų |
---|---|
personal | kişisel |
backup | yedekleme |
short | kısa |
for | için |
or | veya |
of | in |
a | bir |
period | süre |
EN Using only one subscription of Whoer VPN you remain protected on each of your devices in any browser
TR Yalnızca bir Whoer VPN aboneliğini kullanarak, herhangi bir tarayıcıda cihazlarınızın her birinde korunmaya devam edersiniz
Anglų | Turkų |
---|---|
vpn | vpn |
remain | devam |
devices | cihazlar |
browser | tarayıcı |
whoer | whoer |
your devices | cihazlarınızın |
in | da |
any | herhangi |
using | kullanarak |
only | yalnızca |
of | her |
EN With VPN for router you can unblock any website and remain anonymous when surfing the web.
TR Yönlendirici için VPN ile herhangi bir web sitesinin engellemesini kaldırabilir ve internette gezinirken anonim kalabilirsiniz.
Anglų | Turkų |
---|---|
vpn | vpn |
anonymous | anonim |
website | web |
and | ve |
for | için |
any | herhangi |
with | ile |
EN Besides, our VPN encrypts the traffic of your data through the connection tunnel, which allows you to remain anonymous and maintain the security on the network.
TR Ayrıca VPN’ imiz verilerinizin trafiğini gizli kalmanıza ve ağ güvenliğini korumanıza müsaade eden erişim tüneli sayesinde şifrelemektedir.
Anglų | Turkų |
---|---|
vpn | vpn |
traffic | trafiğini |
tunnel | tüneli |
your data | verilerinizin |
security | güvenliğini |
connection | erişim |
to | ayrıca |
and | ve |
the | sayesinde |
EN Moreover, when you connect to the game via VPN for PC, you remain protected from DDoS attacks with higher-level VPN security.
TR Buna ilaveten, oyuna bilgisayar için VPN yardımıyla bağlandığınızda, DDos saldırılarına karşı daha üst seviye VPN güvenliği yardımıyla korunmaya devam edersiniz.
Anglų | Turkų |
---|---|
game | oyuna |
vpn | vpn |
remain | devam |
ddos | ddos |
pc | bilgisayar |
level | seviye |
security | güvenliği |
you | in |
EN Every day there are new metrics to measure a site?s success, but the basics in website traffic check remain.
TR Her gün bir sitenin başarısını ölçmek için yeni metrikler vardır, ancak web sitesi trafik kontrolünde temel bilgiler kalır.
Anglų | Turkų |
---|---|
new | yeni |
s | s |
traffic | trafik |
measure | ölçmek |
check | kontrol |
success | başarı |
a | bir |
EN Binance will stop burning BNB once 50% of the initial supply has been burnt and only 100,000,000 BNB remain.
TR Binance, ilk arzın% 50'si tükendikten ve yalnızca 100.000.000 BNB kaldığında BNB'yi yakmayı durduracaktır.
Anglų | Turkų |
---|---|
binance | binance |
bnb | bnb |
of | ın |
supply | arz |
and | ve |
initial | ilk |
EN Lightbody and Quinn are the only original members who remain in the band
TR albümleri, "Final Straw" yayımlandı
EN Like the ocean, the Internet must remain open and free. Humanity is an ocean. A limit on the Internet is a limit on humanity and its promise for the future.
TR Okyanus gibi internet de açık ve özgür olmalıdır. İnsanlık bir okyanustur. İnternete konulan bir sınır, insanlığa ve geleceğine bir sınırdır.
Anglų | Turkų |
---|---|
ocean | okyanus |
internet | internet |
limit | sınır |
open | açık |
free | özgür |
must | olmalıdır |
a | bir |
the | gibi |
and | ve |
EN We do this with many of our languages so that we remain best-in-class
TR Sınıfının en iyisi olarak kalabilmek için bunu birçok dilimizle yapıyoruz
Anglų | Turkų |
---|---|
of | in |
many | çok |
EN Tradition 8: ITAA should remain forever nonprofessional, but our service centers may employ special workers.
TR Gelenek 8: ITAA sonsuza kadar profesyonellikten uzak kalmalıdır, ancak hizmet merkezlerimizde özel işçiler istihdam edilebilir.
Anglų | Turkų |
---|---|
tradition | gelenek |
itaa | itaa |
but | ancak |
service | hizmet |
special | özel |
EN Now that the meeting is over, we encourage newcomers to ask questions of people who remain and allow anyone to share who didn’t share during the meeting
TR Toplantı sona erdiğine göre, yeni gelenleri, kalan kişilere soru sormaya ve toplantı sırasında paylaşmayanların paylaşmasına izin vermeye teşvik ediyoruz
Anglų | Turkų |
---|---|
over | göre |
encourage | teşvik |
of | ın |
and | ve |
during | sırasında |
meeting | toplantı |
now | yeni |
questions | soru |
share | paylaş |
EN Insofar as parts or single formulations of this text do not, no longer or do not completely conform to the legal situation, the remaining parts of the document remain unaffected with respect to their content and their validity.
TR Eğer bu metnin bir kısmı veya bireysel formülasyonları, geçerli hukuki duruma uygun değilse, artık uygun değilse veya kısmi olarak uygun değilse, dokümanın geriye kalan kısımları içerik ve geçerlilik olarak bundan etkilenmezler.
Anglų | Turkų |
---|---|
legal | hukuki |
remaining | kalan |
validity | geçerlilik |
content | içerik |
this | bu |
single | bireysel |
as | eğer |
respect | bir |
with | uygun |
or | veya |
and | ve |
to | e |
EN Once a masternode is demoted (when leaving the top one hundred fifty voted candidates) or intentionally resign from his masternode role, the deposit will remain locked for a month
TR Bir masternode'un seviyesi düşürüldüğünde (oylanan yüz elli adayın altına düştüğünde) ya da kendi isteğiyle masternode rolünden istifa ettiğinde, depozito bir aylığına daha kilitli kalır
Anglų | Turkų |
---|---|
deposit | depozito |
role | rol |
his | ya |
EN Humanitarian aid needs to remain neutral in conflict situations and stay clear of political, nationalist, religious or ideological discussions
TR İnsani yardım, politik, ekonomik ve diğer güç odaklarından bağımsız yürütülmelidir
Anglų | Turkų |
---|---|
aid | yardım |
and | ve |
political | politik |
EN While we support life, we remain aware of our responsibility to be accountable.
TR İnsani yardım faaliyetlerimizi hesap verme sorumluluğu bilinciyle yürüterek hayatı destekleriz.
Anglų | Turkų |
---|---|
support | yardım |
responsibility | sorumluluğu |
we support | destekleriz |
life | hayatı |
EN AWS customers remain responsible for complying with applicable compliance laws, regulations and privacy programs
TR AWS müşterilerinin yürürlükteki uygunluk kanunlarına, düzenlemelere ve gizlilik programlarına uyma sorumluluğu devam eder
Anglų | Turkų |
---|---|
aws | aws |
customers | müşterilerinin |
remain | devam |
compliance | uygunluk |
and | ve |
privacy | gizlilik |
programs | programları |
EN AWS customers remain responsible for complying with applicable compliance laws and regulations
TR AWS müşterilerinin yürürlükteki uyumluluk kanunlarına ve düzenlemelerine uyma sorumluluğu devam eder
Anglų | Turkų |
---|---|
aws | aws |
customers | müşterilerinin |
remain | devam |
compliance | uyumluluk |
and | ve |
EN SUVs remain a money-making machine in the high-end segment.
TR Cardata Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın açıklamalarda bulundu.
Anglų | Turkų |
---|---|
a | a |
EN The orientation of the object should remain the same as much as possible throughout the guide
TR Nesnenin yönü, kılavuz boyunca mümkün olduğunca aynı kalmalıdır
Anglų | Turkų |
---|---|
possible | mümkün |
guide | kılavuz |
of | boyunca |
the | aynı |
EN The approval signature confirms the content of the document and allows the signer to specify the types of changes allowed for the document to remain approved
TR Onay imzası, belgenin içeriğini tasdik eder ve imzalayanın, belgenin onaylı kalması için izin verilen değişiklik türlerini belirlemesine olanak tanır
Anglų | Turkų |
---|---|
approval | onay |
types | türlerini |
allowed | izin |
signature | imzası |
approved | onaylı |
and | ve |
of | in |
EN Permanent cookies, on the other hand, occur when you visit the website and remain until you delete them or expire
TR Kalıcı çerezler ise internet sitesini ziyaret ettiğinizde oluşur ve siz silinceye veya süreleri doluncaya kadar kalır
Anglų | Turkų |
---|---|
visit | ziyaret |
permanent | kalıcı |
cookies | çerezler |
when you | ettiğinizde |
website | internet |
and | ve |
or | veya |
on | kadar |
EN Please know that we are taking every precaution to remain a safe space for all who visit
TR Bizi ziyaret eden herkes için güvenli bir yer olarak kalmak üzere tüm tedbirleri aldığımızdan emin olabilirsiniz
Anglų | Turkų |
---|---|
all | tüm |
a | bir |
visit | ziyaret |
are | kalmak |
EN As application requirements fluctuate, continuously monitoring and adjusting capacity for each and every database to ensure high performance, high availability and remain under budget is a daunting task
TR Uygulama gereksinimleri dalgalandıkça, yüksek performans, yüksek kullanılabilirlik ve bütçenin altında kalmak için her bir veritabanı için kapasiteyi sürekli izlemek ve ayarlamak göz korkutucu bir görevdir
Anglų | Turkų |
---|---|
application | uygulama |
requirements | gereksinimleri |
continuously | sürekli |
capacity | kapasiteyi |
high | yüksek |
performance | performans |
availability | kullanılabilirlik |
database | veritabanı |
and | ve |
under | altında |
remain | kalmak |
a | bir |
EN If any provision of this Agreement is declared by a court of competent jurisdiction to be invalid, illegal, or unenforceable, such a provision shall be severed from the Agreement and the other provisions shall remain in full force and effect.
TR Bu Sözleşmenin herhangi bir hükmünün yetkili bir yargı makamınca geçersiz, yasa dışı veya uygulanamaz olduğuna dair karar verilmesi halinde söz konusu hüküm Sözleşmeden çıkarılır ve diğer hükümler tam olarak yürürlükte kalır.
Anglų | Turkų |
---|---|
invalid | geçersiz |
other | diğer |
provisions | hükümler |
full | tam |
and | ve |
this | bu |
in | halinde |
or | veya |
any | herhangi |
a | bir |
EN All rights of any kind in the Software which are not expressly granted in this License remain entirely with SoftMaker.
TR Yazılımda bu Lisansta açıkça verilmeyen tüm haklar tamamen SoftMaker'a aittir.
Anglų | Turkų |
---|---|
rights | haklar |
all | tüm |
this | bu |
entirely | tamamen |
EN Our Vitality Meeting breaks include energy-boosting ingredients so you remain productive and focused throughout the day.
TR Zindelik toplantı aralarımıza enerji veren malzemeler dahildir, böylece gün boyunca verimli ve odaklanmış bir halde olursunuz.
Anglų | Turkų |
---|---|
vitality | zindelik |
productive | verimli |
throughout | boyunca |
meeting | toplantı |
energy | enerji |
focused | odaklanmış |
so | böylece |
and | ve |
EN Its mission is to treat everyone as they wish to be treated and remain true to the company’s Swiss heritage
TR Misyonu, herkesin hizmet beklentilerini karşılamak ve şirketin İsviçre mirasına sadık kalmaktır
Anglų | Turkų |
---|---|
mission | misyonu |
everyone | herkesin |
heritage | miras |
and | ve |
EN Remain one step ahead of hackers with our Award-Winning protection, allowing you to go about your routine with zero hang-ups about cyber criminals ruining your day.
TR Gününüzü mahvedebilecek siber suçlularla uğraşmadan işlerinizle ilgilenmenize olanak veren ödüllü korumamızla bilgisayar korsanlarının hep bir adım önünde olun.
Anglų | Turkų |
---|---|
step | adım |
cyber | siber |
award-winning | ödüllü |
ahead | önünde |
day | gün |
EN Remain one step ahead of cyber criminals and use uniquely generated passwords.
TR Siber suçluların hep bir adım önünde olun ve benzersiz parolalar kullanın.
Anglų | Turkų |
---|---|
step | adım |
cyber | siber |
passwords | parolalar |
ahead | önünde |
and | ve |
use | kullanın |
of | bir |
uniquely | benzersiz |
EN Thanks to ROKAPOS ?cloud-based system, even if you experience malfunctions on your devices, your data will remain offended by you. Whenever you want, you can continue your work on a different device from where you left off.
TR ROKAPOS? un bulut tabanlı sistemi sayesinde, cihazlarınızda bozulmalar yaşasanız bile verileriniz sizinle gücende kalmaya devam eder. İstediğiniz zaman farklı bir cihaz üzerinde kaldığınız yerden çalışmalarınıza devam edebilirsiniz.
Anglų | Turkų |
---|---|
system | sistemi |
cloud | bulut |
your data | verileriniz |
continue | devam |
based | tabanlı |
you can | edebilirsiniz |
device | cihaz |
devices | cihazlar |
whenever | zaman |
different | farklı |
off | bir |
on | üzerinde |
from | yerden |
EN Yes – Online orders will only continue to escalate as delivery times shorten and labor forces remain volatile
TR Evet - Çevrimiçi siparişler, teslimat süreleri kısalacağından ve emek oranı değişeceğinden dolayı kesinlikle artmaya devam edecektir
Anglų | Turkų |
---|---|
yes | evet |
orders | siparişler |
delivery | teslimat |
times | süreleri |
and | ve |
will | edecektir |
continue | devam |
EN It is the member's sole responsibility to remain informed of our current Terms of Service including all other named policies included by reference therein.
TR Güncel Hizmet Koşullarımız ve adı geçen diğer tüm politikalar hakkında bilgi sahibi olmak yalnızca üyenin sorumluluğundadır.
Anglų | Turkų |
---|---|
our | ve |
current | güncel |
service | hizmet |
policies | politikalar |
other | diğer |
terms | koşullar |
all | tüm |
to | hakkında |
EN Cross-party support for Frank-Walter Steinmeier is growing. He is likely to remain Germany’s federal president for another five years.
TR Alman Anayasa Mahkemesi, yasama erkinin, bir triyaj durumunda engelli insanları korumaya yönelik önlem almak zorunda olduğuna hükmetti.
Anglų | Turkų |
---|---|
years | bir |
EN If you remain unhappy with a response you receive, you can also refer the matter to your data protection supervisory authority (see http://ec.europa.eu/justice/data-protection/bodies/authorities/index_en.htm )
TR Aldığınız bir yanıttan memnun olmamanız durumunda konuyla ilgili veri koruma kurumuna da başvurabilirsiniz (bkz. http://ec.europa.eu/justice/data-protection/bodies/authorities/index_en.htm )
Anglų | Turkų |
---|---|
also | da |
data | veri |
protection | koruma |
http | http |
you receive | aldığınız |
a | bir |
EN Please know that we are taking every precaution to remain a safe space for all who visit
TR Bizi ziyaret eden herkes için güvenli bir yer olarak kalmak üzere tüm tedbirleri aldığımızdan emin olabilirsiniz
Anglų | Turkų |
---|---|
all | tüm |
a | bir |
visit | ziyaret |
are | kalmak |
EN Please know that we are taking every precaution to remain a safe space for all who visit
TR Bizi ziyaret eden herkes için güvenli bir yer olarak kalmak üzere tüm tedbirleri aldığımızdan emin olabilirsiniz
Anglų | Turkų |
---|---|
all | tüm |
a | bir |
visit | ziyaret |
are | kalmak |
EN Soundiiz is and will remain indepedent as long as we decide it !
TR Soundiiz bağımsızdır ve biz istediğimiz sürece öyle kalacaktır!
Anglų | Turkų |
---|---|
soundiiz | soundiiz |
as long as | sürece |
and | ve |
we | biz |
EN In comparison to cotton, TENCEL ™ Modal fibers remain soft over time and are able to withstand repeated wash and dry cycles, allowing fabrics to retain their softness.
TR Pamukla kıyaslandığında, TENCEL™ Modal elyaflar yumuşaklığını zamanla yitirmez, defalarca yıkamaya ve kurutmaya karşı dayanıklılığıyla kumaşların yumuşaklığını korumasını sağlar.
EN Severability. If any provision of these Terms is determined to be unenforceable by a court of competent jurisdiction, it shall be separated from the other provisions, and the remaining provisions will remain in full force.
TR Bölünebilirlik. Bu Koşulların herhangi bir hükmünün yetkili bir mahkeme tarafından uygulanamaz olduğu belirlenirse, diğer hükümlerden ayrılacak ve kalan hükümler tam olarak yürürlükte kalacaktır.
Anglų | Turkų |
---|---|
court | mahkeme |
other | diğer |
remaining | kalan |
and | ve |
these | bu |
full | tam |
is | olduğu |
by | tarafından |
terms | koşullar |
provisions | hükümler |
any | herhangi |
a | bir |
EN Binance will stop burning BNB once 50% of the initial supply has been burnt and only 100,000,000 BNB remain.
TR Binance, ilk arzın% 50'si tükendikten ve yalnızca 100.000.000 BNB kaldığında BNB'yi yakmayı durduracaktır.
Anglų | Turkų |
---|---|
binance | binance |
bnb | bnb |
of | ın |
supply | arz |
and | ve |
initial | ilk |
EN Anti-diabetics is forecast to remain the second biggest therapy area with sales of $60bn in 2024 and anti-rheumatic completing the top three.
TR Antidiyabetiklerin 2024 yılında 60 milyar dolarlık satışla ikinci büyük tedavi olacağı ve antiromatizmal ilaçların da ilk üçe gireceği tahmin edilmektedir.
Anglų | Turkų |
---|---|
second | ikinci |
sales | satış |
of | ın |
three | yıl |
to | e |
and | ve |
in | da |
with | ilk |
Rodoma 50 iš 50 vertimų