TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek
"gelecek hayali" u turski može se prevesti u sljedećih Engleski riječi/izraza:
gelecek | after future next the future |
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek
EN Her expectation from the future is to work at a long-term job where she can receive the pay she deserves and secure her new life in Turkey
turski | Engleski |
---|---|
gelecek | future |
uzun | long |
türkiye | turkey |
yeni | new |
güvenle | secure |
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek.
EN Her expectation from the future is to work at a long-term job where she can receive the pay she deserves and secure her new life in Turkey.
turski | Engleski |
---|---|
gelecek | future |
uzun | long |
türkiye | turkey |
yeni | new |
güvenle | secure |
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek
EN Her expectation from the future is to work at a long-term job where she can receive the pay she deserves and secure her new life in Turkey
turski | Engleski |
---|---|
gelecek | future |
uzun | long |
türkiye | turkey |
yeni | new |
güvenle | secure |
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek.
EN Her expectation from the future is to work at a long-term job where she can receive the pay she deserves and secure her new life in Turkey.
turski | Engleski |
---|---|
gelecek | future |
uzun | long |
türkiye | turkey |
yeni | new |
güvenle | secure |
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek.
EN Her expectation from the future is to work at a long-term job where she can receive the pay she deserves and secure her new life in Turkey.
turski | Engleski |
---|---|
gelecek | future |
uzun | long |
türkiye | turkey |
yeni | new |
güvenle | secure |
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek
EN Her expectation from the future is to work at a long-term job where she can receive the pay she deserves and secure her new life in Turkey
turski | Engleski |
---|---|
gelecek | future |
uzun | long |
türkiye | turkey |
yeni | new |
güvenle | secure |
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek
EN Her expectation from the future is to work at a long-term job where she can receive the pay she deserves and secure her new life in Turkey
turski | Engleski |
---|---|
gelecek | future |
uzun | long |
türkiye | turkey |
yeni | new |
güvenle | secure |
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek.
EN Her expectation from the future is to work at a long-term job where she can receive the pay she deserves and secure her new life in Turkey.
turski | Engleski |
---|---|
gelecek | future |
uzun | long |
türkiye | turkey |
yeni | new |
güvenle | secure |
TR Bir markette likidite azsa, yüksek ihtimalle hacim sahtedir (hayali işlemler), ya da market yeteri kadar likit değildir (düşük hacimli borsa)
EN Liquidity to Volume ratio (CO/Vol based) on this market is bad, there is high probability that volume is inflated (e.g. wash-trading), or market isn't liquid enough (low volume exchange).
turski | Engleski |
---|---|
likidite | liquidity |
yüksek | high |
hacim | volume |
market | market |
değildir | isn |
düşük | low |
borsa | exchange |
TR Hayali Gerçeğe Dönüştürür...
EN Turning Imagination into reality...
TR RavensBurger Çocuk 3x49 Puzzle Hayali Dostlar RAV093670
EN RavensBurger Child 3x49 Puzzle Imaginary Friends RAV093670
TR Bir defa olsun Uluslararası Uzay İstasyonu’nu (ISS) gezebilmek; Laura Winterling’in hayali bu
EN Laura Winterling’s dream is to visit the International Space Station ISS
turski | Engleski |
---|---|
olsun | is |
uluslararası | international |
uzay | space |
TR Göl kıyısında karavan – pek çok Almanın hayali.
EN Caravanning by a lake is many Germans’ dream.
TR İş, siyaset ya da sivil toplum alanında uluslararası bir kariyer hayali mi kuruyorsunuz? Özel bir üniversite olan Hertie School of Governance geleceğin yöneticilerini yetiştiriyor
EN Do you want to pursue an international career in the public sector, politics or civil society institutions? The private Hertie School of Governance trains the managers of tomorrow
turski | Engleski |
---|---|
siyaset | politics |
sivil | civil |
uluslararası | international |
kariyer | career |
olan | do |
TR Mahmood Khalaf'ın Suriye'de şehrin ortasında kendi kuaför salonuna sahip olma hayali zaten vardı
EN Mahmood Khalaf had been dreaming of having his own hairdressing salon in the middle of the city in Syria
TR SEO'nun her yönü, pazarlama hunisinin her bölümüyle iyi bir uyum sağlar ve gelecek vaat eden potansiyel müşterileri tekrar tekrar gelecek sadık müşterilere dönüştürmenizi çok daha kolay hale getirir.
EN Every aspect of SEO meshes well with each section of the marketing funnel, making it much easier for you to convert promising leads into loyal customers who will come back time and time again.
turski | Engleski |
---|---|
seo | seo |
pazarlama | marketing |
iyi | well |
TR Liderleri ve gelecek vaat eden oyuncuları tanımlayın
EN Define leaders and up-and-coming players
turski | Engleski |
---|---|
ve | and |
TR Gelecek nesil mühendislerin eğitilmesi, fakülte ve dekanların dersliğe kolayca sokabileceği dijital çözümlere erişim gerektirmektedir
EN Training the next generation of engineers requires access to digital solutions that academic faculties and deans can seamlessly incorporate in the classroom
turski | Engleski |
---|---|
nesil | generation |
ve | and |
erişim | access |
ın | of |
TR Geçirdiği iş kazası sonrası sahip olduğu engeli gerekçe gösterilerek iş görüşmelerinde pek çok kez geri çevrilen Erhan, şimdi psikolojik ve maddi olarak daha rahat ve gelecek için daha umutlu olduğunu söylüyor.
EN Erhan, who was rejected in job interviews several times on the grounds of his disability after a work accident, says that he is psychologically and financially relieved and more hopeful for the future.
turski | Engleski |
---|---|
kez | times |
erhan | erhan |
gelecek | future |
TR Lokasyonunuzda Filterbypass engelli olmasa bile eklentiyi kuranız çok önemli kibu sayede kesintisiz hizmet alıp gelecek engellenmelerinizin önüne geçilsin.
EN It is important to install the addon even if Filterbypass isn't blocked at your location to ensure uninterrupted service in case it get blocked in the future.
turski | Engleski |
---|---|
filterbypass | filterbypass |
önemli | important |
kesintisiz | uninterrupted |
hizmet | service |
gelecek | future |
TR Bu sanatçı için şu anda herhangi bir gelecek etkinliğimiz yok.
EN We don’t have any upcoming events for this artist right now.
turski | Engleski |
---|---|
sanatçı | artist |
anda | now |
TR Arka yuvayı kaplayan cam hassas ve değişim için elverişsiz—üzerine gelecek tek bir damla bile iPhone gövdesinin tamamen değişmesini gerektirebilir.
EN Glass covering the rear housing is fragile and impractical to replace—a single drop could necessitate replacing the entire body of the iPhone.
turski | Engleski |
---|---|
arka | rear |
iphone | iphone |
TR Bütün işletmeler, kurumsal olarak ilerleyişlerini görebilmek ve gelecek hakkında tahminde bulunabilmek için kendilerine bir plan, strateji veya yol haritası belirler
EN Plans, strategies, roadmaps – Businesses rely on these things to gain perspective on what’s about to happen
turski | Engleski |
---|---|
işletmeler | businesses |
TR Tezos protokolü paydaşların protokolü verimli bir şekilde idare etmesi ve gelecek yenilikleri uygulayabilmesi için resmi bir süreç sunar
EN The Tezos protocol offers a formal process through which stakeholders can efficiently govern the protocol and implement future innovations
turski | Engleski |
---|---|
protokolü | protocol |
verimli | efficiently |
gelecek | future |
resmi | formal |
süreç | process |
sunar | offers |
TR Control Union, gelecek düzenlemelerin müşterilerimize yardımcı olmasını sağlayacak şekilde bu yeni gelişmelerle yakından ilgilenir.
EN Control Union is heavily involved in these new developments, ensuring that the upcoming regulations help our customers.
turski | Engleski |
---|---|
control | control |
union | union |
yeni | new |
TR Çalışmaları arasında mimarların mesleki koşullarının gelişmesi, ülkemiz mekânlarını oluşturan mimari, kültür, tarih ve doğa değerlerimizin korunması ve gelecek nesillere ulaşması bulunmaktadır
EN His work includes the development of the professional conditions of architects, the preservation of the architectural, cultural, historical and nature values that make up the spaces of our country and reaching the next generations
turski | Engleski |
---|---|
mimari | architectural |
kültür | cultural |
doğa | nature |
TR "Salmon bagelına bayıldım. Genel olarak her şey çok güzel. Daha kekleri yemedim ama birazdan gelecek. Yalnız mekan çok küçük haberiniz olaun ve hep dolu :))"
EN "Hands down the best breakfast we had during our visit to Barcelona. Really nice coffee and sandwiches, and the guys running the shop were extremely friendly."
turski | Engleski |
---|---|
ama | we |
TR Önce Enerji Verimliliği: sürdürülebilir bir gelecek için standart belirlemek
EN The measure of a man is what he does with power — Plato (428/427–348/347 B.C.E.) ? A call to action for COP26
turski | Engleski |
---|---|
enerji | power |
TR En saf haliyle sağlık ve hayatın temeli -Fairmont’un yeni plastiksiz su politikası ile sürdürülebilir bir gelecek için.
EN The foundation of health and life in its purest form—with a view to a sustainable future as Fairmont introduces a new plastic-free water policy.
turski | Engleski |
---|---|
sağlık | health |
temeli | foundation |
yeni | new |
su | water |
politikası | policy |
sürdürülebilir | sustainable |
gelecek | future |
hayatı | life |
TR Misafirlerimiz ve meslektaşlarımız gelecek kuşaklar için korumak amacıyla çaba harcadığımız konumlarda çalışıyor ve eğleniyor
EN Our guests and colleagues work and play in locations we strive to protect for future generations
turski | Engleski |
---|---|
misafirlerimiz | our guests |
gelecek | future |
konumlarda | in locations |
çalışıyor | work |
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
turski | Engleski |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Müşterilerimiz, ekibimiz ve herkesin ekonomik olarak özgür olabileceği bir gelecek için hırsla savaşıyoruz.
EN We savagely fight for our customers, team, and a future where everyone can be economically free.
turski | Engleski |
---|---|
müşterilerimiz | our customers |
herkesin | everyone |
özgür | free |
gelecek | future |
TR Piyasa analizimizi dinleyin. Gelecek araştırmaları ve piyasalarla ilgili güncel gelişmeleri takip edebilmek için Piyasalar portalımıza katılın.
EN Listen in on our market call. Join our Markets portal to gain access to upcoming research and market updates.
turski | Engleski |
---|---|
piyasa | market |
dinleyin | listen |
katılın | join |
portalı | portal |
TR Adres, banka hesabı veya denetçi değişikliğini resmileştirmek için Sözleşme Makamından gelecek bir onay mektubuna gerek yoktur
EN A confirmation letter from the Contracting Authority is not necessary to officialise a change of address, bank account, or auditor
turski | Engleski |
---|---|
adres | address |
veya | or |
değişikliğini | change |
onay | confirmation |
TR Geçirdiği iş kazası sonrası sahip olduğu engeli gerekçe gösterilerek iş görüşmelerinde pek çok kez geri çevrilen Erhan, şimdi psikolojik ve maddi olarak daha rahat ve gelecek için daha umutlu olduğunu söylüyor
EN Erhan, who was rejected in job interviews several times on the grounds of his disability after a work accident, says that he is psychologically and financially relieved and more hopeful for the future
turski | Engleski |
---|---|
kez | times |
erhan | erhan |
gelecek | future |
TR Gelecek nesil sinir ağları, doğal dil işleme ve doğal dil anlayışı ile konuşma teknolojisinin sınırlarını zorluyoruz
EN We are pushing the boundaries of speech technology through next generation neural networks, natural language processing, and natural language understanding
turski | Engleski |
---|---|
nesil | generation |
doğal | natural |
dil | language |
işleme | processing |
TR Bir sonraki toplantı [TARİH: İş Toplantısı Takvimi] ve tam program ve gelecek gündem web sitesinde
EN The next meeting is on [DATE: Business Meeting Schedule], and the full schedule and the upcoming agenda are on the website
turski | Engleski |
---|---|
tam | full |
gündem | agenda |
TR Paylaştığınız her türlü medya içeriği ile izleyicilerin ilgisini çekin. Renderforest'ın ses kaydı kırpma aracı ile sesinizi internet üzerinden kaydedebilir ve sahnelere denk gelecek şekilde ayarlayabilirsiniz.
EN Get your audience engaged with all kinds of media you share. With the Renderforest VoiceOver trimmer tool, you can record your voiceovers online and perfectly align to your scenes.
turski | Engleski |
---|---|
her | all |
medya | media |
renderforest | renderforest |
kaydı | record |
aracı | tool |
TR Kişisel, düğün, gezi ve aile fotoğraflarınız profesyonel bir dokunuş alsın diye her tarz ve zevke göre slayt şablonlarına sahibiz. Bu sayede slayt oluşturmanız kolay ve eğlenceli hale gelecek.
EN We have created slideshow templates for all styles and tastes to make sure your personal, wedding, travel and family photos will get a professional touch and your slideshow creation will be nothing but easy and enjoyable.
turski | Engleski |
---|---|
düğün | wedding |
aile | family |
profesyonel | professional |
slayt | slideshow |
kolay | easy |
fotoğrafları | photos |
TR IMEX İSTANBUL İLE GELECEK ARTIK ÇOK YAKIN!
EN THE FUTURE IS VERY CLOSE NOW WITH IMEX ISTANBUL!
turski | Engleski |
---|---|
gelecek | future |
TR Diğer kripto paraların aksine Bitcoin bir değer saklama aracı olarak görülür ve gelecek yıllarda küresel rezerv para birimi olacağı konuşulmaktadır.
EN Bitcoin, unlike other cryptocurrencies is considered as a store of value and could arguably become the next global reserve currency.
turski | Engleski |
---|---|
diğer | other |
bitcoin | bitcoin |
küresel | global |
TR Geçirdiği iş kazası sonrası sahip olduğu engeli gerekçe gösterilerek iş görüşmelerinde pek çok kez geri çevrilen Erhan, şimdi psikolojik ve maddi olarak daha rahat ve gelecek için daha umutlu olduğunu söylüyor.
EN Erhan, who was rejected in job interviews several times on the grounds of his disability after a work accident, says that he is psychologically and financially relieved and more hopeful for the future.
turski | Engleski |
---|---|
kez | times |
erhan | erhan |
gelecek | future |
TR Geçirdiği iş kazası sonrası sahip olduğu engeli gerekçe gösterilerek iş görüşmelerinde pek çok kez geri çevrilen Erhan, şimdi psikolojik ve maddi olarak daha rahat ve gelecek için daha umutlu olduğunu söylüyor
EN Erhan, who was rejected in job interviews several times on the grounds of his disability after a work accident, says that he is psychologically and financially relieved and more hopeful for the future
turski | Engleski |
---|---|
kez | times |
erhan | erhan |
gelecek | future |
TR DV SSL satın almak ve internet sitenize tanımlamak çok kolaydır. Domaine ait mail adresine gelecek linki onaylayarak dakikalar içerisinde web sitenizi güvenli hale getirebilirsiniz.
EN It is very easy to purchase DV SSL and define it on your website. You can secure your website within minutes by approving the link to the domain's mail address.
turski | Engleski |
---|---|
dv | dv |
ve | and |
tanımlamak | define |
domaine | domain |
adresine | address |
dakikalar | minutes |
TR Wildcard SSL satın almak ve internet sitenize tanımlamak çok kolaydır. Domaine ait mail adresine gelecek linki onaylayarak dakikalar içerisinde web sitenizi güvenli hale getirebilirsiniz.
EN It is very easy to purchase Wildcard SSL and define it on your website. You can secure your website within minutes by approving the link to the domain's mail address.
turski | Engleski |
---|---|
wildcard | wildcard |
ve | and |
tanımlamak | define |
domaine | domain |
adresine | address |
dakikalar | minutes |
TR İsmi, segmentteki referansla eşanlamlı hale gelecek.
EN His name will become over time synonymous with reference on the segment.
turski | Engleski |
---|---|
eşanlamlı | synonymous |
TR Dört göçmenden, zanaat dalında kendilerine Almanya’da nasıl gelecek kurduklarını dinledik.
EN Four migrants tell how they found their future by training in a skilled trade in Germany.
turski | Engleski |
---|---|
almanya | germany |
nasıl | how |
gelecek | future |
TR Almanya’da sürdürülebilirlik: Avrupa’da gelecek vadeden bir ekonomi için enerji, ortak bir projeyle sağlanacak.
EN Sustainability in Germany: A joint project is to supply energy to make Europe’s economy future-proof.
turski | Engleski |
---|---|
sürdürülebilirlik | sustainability |
gelecek | future |
ekonomi | economy |
enerji | energy |
ortak | joint |
TR Daha yeşil ve daha sürdürülebilir bir gelecek: İşte kendi platformlarıyla bunun için yönlendirici uğraş veren üç influencer.
EN Creating a green and sustainable future: Presenting three influencers who use their platforms for this.
turski | Engleski |
---|---|
yeşil | green |
sürdürülebilir | sustainable |
gelecek | future |
TR Nesiller arası eşitliği gözeten bir politika: Gelecek Nesillerin Hakları Vakfı Başkanı Anna Braam ile bir söyleşi.
EN Making policy fair for all generations: a discussion with Anna Braam, Chairwoman of the Foundation for the Rights of Future Generations.
turski | Engleski |
---|---|
politika | policy |
gelecek | future |
hakları | rights |
vakfı | foundation |
Prikazuje se 50 od 50 prijevoda