EN Diversity: numerous courses of study in Germany convey the potential that diversity offers and how it can be used. Here are four examples.
"offers diversity" in Inglese pò esse traduttu in i seguenti Turcu parolle / frasi:
EN Diversity: numerous courses of study in Germany convey the potential that diversity offers and how it can be used. Here are four examples.
TR Çeşitliliğin sunduğu potansiyelinin değerlendirilmesine odaklanan öğretim programlarını tanıtıyoruz.
Inglese | Turcu |
---|---|
four | de |
of | in |
EN Diversity: numerous courses of study in Germany convey the potential that diversity offers and how it can be used. Here are four examples.
TR Çeşitliliğin sunduğu potansiyelinin değerlendirilmesine odaklanan öğretim programlarını tanıtıyoruz.
Inglese | Turcu |
---|---|
four | de |
of | in |
EN Why Germany champions diversity and how diversity enriches society.
TR Almanya neden „diversity“ için çaba harcıyor ve çeşitlilik toplumu nasıl zengin kılıyor?
Inglese | Turcu |
---|---|
germany | almanya |
and | ve |
why | neden |
EN Diversity also means religious diversity. How German companies integrate different religions into their daily work.
TR Çeşitlilik din ve inanç alanında da önemli. Alman şirketleri farklı dinleri çalışma hayatının gündelik akışına entegre etmek için çeşitli yöntemler uyguluyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
integrate | entegre |
companies | şirketleri |
work | çalışma |
different | farklı |
EN A pluralist democracy can be built not only by ensuring diversity and participation in decision-making mechanisms but also by considering the diversity of society in all kinds of legal regulations produced
TR Çoğulcu bir demokrasi sadece karar alma mekanizmalarında çeşitlilik ve katılımın sağlanması ile değil, üretilen her türlü hukuki düzenlemenin toplumun çeşitliliğini gözetmesiyle inşa edilebilir
Inglese | Turcu |
---|---|
democracy | demokrasi |
society | toplumun |
legal | hukuki |
diversity | çeşitlilik |
produced | üretilen |
built | inşa |
can be | edilebilir |
participation | katılım |
and | ve |
a | bir |
decision-making | karar |
the | değil |
EN A pluralist democracy can be built not only by ensuring diversity and participation in decision-making mechanisms but also by considering the diversity of society in all kinds of legal regulations produced
TR Çoğulcu bir demokrasi sadece karar alma mekanizmalarında çeşitlilik ve katılımın sağlanması ile değil, üretilen her türlü hukuki düzenlemenin toplumun çeşitliliğini gözetmesiyle inşa edilebilir
Inglese | Turcu |
---|---|
democracy | demokrasi |
society | toplumun |
legal | hukuki |
diversity | çeşitlilik |
produced | üretilen |
built | inşa |
can be | edilebilir |
participation | katılım |
and | ve |
a | bir |
decision-making | karar |
the | değil |
EN Why Germany champions diversity and how diversity enriches society.
TR Almanya neden „diversity“ için çaba harcıyor ve çeşitlilik toplumu nasıl zengin kılıyor?
Inglese | Turcu |
---|---|
germany | almanya |
and | ve |
why | neden |
EN Diversity also means religious diversity. How German companies integrate different religions into their daily work.
TR Çeşitlilik din ve inanç alanında da önemli. Alman şirketleri farklı dinleri çalışma hayatının gündelik akışına entegre etmek için çeşitli yöntemler uyguluyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
integrate | entegre |
companies | şirketleri |
work | çalışma |
different | farklı |
EN In 2016, the Elsevier Foundation launched a series of new partnerships to support innovations in health information, research in developing countries, diversity in science and technology for development
TR Elsevier Vakfı 2016 yılında sağlık bilgilerindeki yenilikleri, gelişmekte olan ülkelerdeki araştırmaları, bilimde çeşitliliği ve gelişim için teknolojide desteklemek için bir dizi yeni ortaklığa imza atmıştır
Inglese | Turcu |
---|---|
series | dizi |
health | sağlık |
developing | gelişmekte |
development | gelişim |
elsevier | elsevier |
foundation | vakfı |
countries | ülkelerdeki |
diversity | çeşitliliği |
new | yeni |
and | ve |
research | araştırmaları |
to support | desteklemek |
of | in |
EN There is widespread agreement that fostering diversity is integral to innovation in research, and gender equality is key to achieving this
TR Çeşitliliğin araştırmalarda yenilikler yapılması için vazgeçilmez olduğu ve cinsiyet eşitliğinin de bunu sağlamakta kilit rolde olduğu yönünde yaygın olarak kabul edilen bir görüş bulunmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
agreement | kabul |
gender | cinsiyet |
key | kilit |
and | ve |
is | olduğu |
EN Reviewing and addressing the gender diversity of editors, editorial boards, and reviewers to ensure journals continue to be relevant, representative, and stimulating to the communities they serve
TR Dergilerin hizmet ettikleri camialar için uygun, temsil edici ve ilham verici olmaya devam edebilmesini sağlamak için editörler, editörlük kurullları ve hakemlerin cinsiyet çeşitliliğini incelemek ve bu konunun üzerine eğilmek
Inglese | Turcu |
---|---|
gender | cinsiyet |
editors | editörler |
continue | devam |
relevant | uygun |
serve | hizmet |
and | ve |
to | sağlamak |
ensure | sağlamak için |
of | in |
EN Reviewing and addressing the gender diversity of speakers and presenters at Elsevier-organized conferences
TR Elsevier tarafından düzenlenen konferanslardaki konuşmacılar ve sunucuların cinsiyet çeşitliliğini gözden geçirmek ve bu konunun üzerine eğilmek
Inglese | Turcu |
---|---|
gender | cinsiyet |
elsevier | elsevier |
and | ve |
of | üzerine |
EN Striving for greater transparency and diversity with regards to editors and board members
TR Editörler ve kurul üyeleriyle ilgili olarak daha fazla şeffaflık ve çeşitlilik sağlamaya çalışmak
Inglese | Turcu |
---|---|
editors | editörler |
members | üyeleriyle |
transparency | şeffaflık |
diversity | çeşitlilik |
and | ve |
greater | daha fazla |
EN As part of Elsevier?s diversity and inclusion strategy, we would like to track representation among authors, reviewers, and editors to address gender bias in publishing
TR Elsevier'in çeşitlilik ve kapsayıcılık stratejisi kapsamında, yayıncılıkta cinsiyet önyargısı konusunun üzerine eğilmek için yazarlar, hakemler ve editörler içinde cinsiyetlerin ne oranda temsil edildiğini takip etmek istiyoruz
Inglese | Turcu |
---|---|
s | s |
strategy | stratejisi |
authors | yazarlar |
editors | editörler |
gender | cinsiyet |
diversity | çeşitlilik |
we | istiyoruz |
track | takip |
and | ve |
of | in |
in | içinde |
EN Our new education and research resource portal brings you videos, articles, infographics and more on hot topics like active learning, diversity & inclusion and career planning.
TR Yeni eğitim ve araştırma kaynakları portalımız aktif öğrenme, çeşitlilik ve dahil etme ve kariyer planlaması gibi popüler konulardaki videolar, makaleler, bilgi grafikleri ve diğer şeyleri size sunuyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
new | yeni |
research | araştırma |
videos | videolar |
active | aktif |
career | kariyer |
diversity | çeşitlilik |
planning | planlaması |
education | eğitim |
and | ve |
more | dahil |
EN This book is based on the papers presented by specialists from different countries at a workshop series titled “Linguistic Diversity and Language Rights”, organized by The Study Group on the Cultures of Turkey at Istanbul Bilgi University
TR Bu kitapta yer alan yazılar, “Dilsel Çeşitlilik ve Dil Hakları” konulu çalıştaylar dizisinde farklı ülkelerden uzmanlar tarafından sunulan tebliğlere dayanıyor
EN AWS Inclusion, Diversity & Equity
TR AWS'de Katılım, Çeşitlilik ve Eşitlik
EN The diversity of Italian wine and cuisine is showcased at Sapori, which means ‘tastes’ in Italian.
TR İtalyan şarabının ve mutfağının çeşitliliği, İtalyanca’da ‘tatlar’ anlamına gelen Sapori’de sunuluyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
means | anlamına |
diversity | çeşitliliği |
and | ve |
the | gelen |
EN Swissôtel aims to become a highly recognised brand respected for its service delivery, diversity in design and contemporary Swiss attributes
TR Swissôtel'in hedefi; hizmet sunumu, tasarım zenginliği ve modern İsviçre nitelikleri ile saygı gören, son derece tanınmış bir marka olmaktır
Inglese | Turcu |
---|---|
highly | son derece |
service | hizmet |
design | tasarım |
contemporary | modern |
swiss | swiss |
and | ve |
brand | marka |
a | bir |
its | ile |
EN My Kuh Tube and more: farmers from Germany show the diversity of their profession on social media channels. Three portraits.
TR “Geleceğin çiftçisi” Sebastian Heilmann ile tarımda yeni yöntemleri ve iyi bir kırsal yaşamın onun için ne anlama geldiğini konuştuk.
Inglese | Turcu |
---|---|
of | in |
and | ve |
EN More than 3,500 public and private employers with a total of 13.4 million employees have signed up to the “Diversity Charta” to achieve equal workplace opportunities.
TR Kamu ve özel sektörden 3.500’ün üzerinde işveren 13,4 milyon çalışanıyla iş yerinde fırsat eşitliğini hayata geçirmek için “Çeşitlilik Paktı” birliğinde bir araya geldi.
EN More information can be found here: Diversity Charta.
TR Daha fazla bilgi için: Çeşitlilik Paktı.
Inglese | Turcu |
---|---|
information | bilgi |
EN Many companies have long recognized the advantages of diversity and therefore specifically promote it. Three examples.
TR Çeşitliliğin avantajlarını uzun bir süre önce keşfeden ve çeşitliliği teşvik eden çok sayıda şirket bulunuyor. Üç örnek.
Inglese | Turcu |
---|---|
long | uzun |
promote | teşvik |
diversity | çeşitliliği |
companies | şirket |
and | ve |
the | önce |
of | in |
examples | bir |
advantages | avantajları |
EN Why is diversity decisive for a company’s success? Pioneering spirit Aletta von Hardenberg has some convincing arguments.
TR Bir firmanın başarısında diversity neden belirleyicidir? Öncü düşünür Aletta von Hardenberg’in bu konuda ikna edici savları var.
Inglese | Turcu |
---|---|
von | von |
success | başarı |
a | bir |
has | bu |
why | neden |
EN For more diversity in the media
TR Medyada daha büyük çeşitlilik için
Inglese | Turcu |
---|---|
diversity | çeşitlilik |
more | daha |
for | için |
EN Knowledge for identifying priority conservation areas, establishing effective and resilient ecological networks, enhancing species-based protection and preserving genetic diversity
TR Öncelikli koruma alanlarını belirleme, etkili ekolojik ağlar kurma, türe dayalı korumayı geliştirme ve genetik çeşitliliği koruma bilgisi,
Inglese | Turcu |
---|---|
effective | etkili |
ecological | ekolojik |
networks | ağlar |
based | dayalı |
diversity | çeşitliliği |
and | ve |
protection | koruma |
areas | alanlarını |
EN Organizational diversity will be observed.
TR Örgüt çeşitliliği gözetilecek.
Inglese | Turcu |
---|---|
diversity | çeşitliliği |
EN takes stand against all forms of discrimination, considering differences and diversity as a source of richness.
TR Her türlü ayrımcılığa karşıdır ve farklılıkları zenginlik olarak algılayıp değerlendirir.
Inglese | Turcu |
---|---|
against | karşı |
and | ve |
of | her |
EN As long as this approach, which does not pay regard to the society and its diversity, does not change, the rights and freedoms of any social segment cannot be guaranteed.
TR Toplumu ve onun içindeki çeşitliliği dikkate almayan bu yaklaşım biçimi değişmediği sürece hiçbir toplumsal kesimin hak ve özgürlükleri garanti altına alınamaz.
Inglese | Turcu |
---|---|
social | toplumsal |
guaranteed | garanti |
diversity | çeşitliliği |
as long as | sürece |
to the | altına |
this | bu |
approach | yaklaşım |
pay | bir |
and | ve |
not | hiçbir |
the | onun |
to | e |
EN Marieke Reimann – Editor-in-Chief who makes diversity visible
TR Marieke Reimann : Çeşitliliği Görünür Kılan Başyazar
Inglese | Turcu |
---|---|
visible | görünür |
EN Turkey has around 60 different metals and minerals which are commercially viable for exploitation, ranking the country among the global top ten for mineral diversity
TR Türkiye, ticari olarak işlemeye uygun yaklaşık 60 farklı metal ve minerale sahip olup, maden çeşitliliği açısından dünyadaki ilk on ülke arasında yer almaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
turkey | türkiye |
ten | on |
different | farklı |
diversity | çeşitliliği |
country | ülke |
the | olup |
and | ve |
are | sahip |
for | ilk |
around | yaklaşık |
among | yer |
EN “Viewing diversity as the norm”
TR “Çeşitliliği normal olarak görmek”
EN AWS Inclusion, Diversity & Equity
TR AWS'de Katılım, Çeşitlilik ve Eşitlik
EN Contentos strives to incentivize content creation and global diversity and return the rights and value of content to users.
TR Contentos, içerik oluşturmayı ve global çeşitliliği teşvik etmeye ve içeriğin haklarını ve değerini kullanıcılara iade etmeye çalışır.
Inglese | Turcu |
---|---|
global | global |
creation | oluşturmayı |
diversity | çeşitliliği |
content | içerik |
and | ve |
to | etmeye |
of | in |
users | kullanıcı |
EN Investigation of Plant Diversity in an Urban Area Having Historical Features Aspect of Floristic and Aesthetic Quality
TR Tarihi Nitelik Taşıyan Kentsel Bir Alanda Bitkisel Çeşitliliğin Floristik ve Estetik Açıdan İrdelenmesi
Inglese | Turcu |
---|---|
urban | kentsel |
historical | tarihi |
aesthetic | estetik |
and | ve |
of | in |
in | bir |
EN Published: 2020 , Biological Diversity and Conservation
TR Yayın Bilgisi: 2020 , Biyolojik Çeşitlilik ve Koruma
Inglese | Turcu |
---|---|
biological | biyolojik |
conservation | koruma |
and | ve |
EN Biological Diversity and Conservation
TR Biyolojik Çeşitlilik ve Koruma
Inglese | Turcu |
---|---|
biological | biyolojik |
conservation | koruma |
and | ve |
EN Published: 2021 , Biological Diversity and Conservation
TR Yayın Bilgisi: 2021 , Biyolojik Çeşitlilik ve Koruma
Inglese | Turcu |
---|---|
biological | biyolojik |
conservation | koruma |
and | ve |
EN Published: 2019 , Biological Diversity and Conservation
TR Yayın Bilgisi: 2019 , Biyolojik Çeşitlilik ve Koruma
Inglese | Turcu |
---|---|
biological | biyolojik |
conservation | koruma |
and | ve |
EN In 2016, the Elsevier Foundation launched a series of new partnerships to support innovations in health information, research in developing countries, diversity in science and technology for development
TR Elsevier Vakfı 2016 yılında sağlık bilgilerindeki yenilikleri, gelişmekte olan ülkelerdeki araştırmaları, bilimde çeşitliliği ve gelişim için teknolojide desteklemek için bir dizi yeni ortaklığa imza atmıştır
Inglese | Turcu |
---|---|
series | dizi |
health | sağlık |
developing | gelişmekte |
development | gelişim |
elsevier | elsevier |
foundation | vakfı |
countries | ülkelerdeki |
diversity | çeşitliliği |
new | yeni |
and | ve |
research | araştırmaları |
to support | desteklemek |
of | in |
EN There is widespread agreement that fostering diversity is integral to innovation in research, and gender equality is key to achieving this
TR Çeşitliliğin araştırmalarda yenilikler yapılması için vazgeçilmez olduğu ve cinsiyet eşitliğinin de bunu sağlamakta kilit rolde olduğu yönünde yaygın olarak kabul edilen bir görüş bulunmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
agreement | kabul |
gender | cinsiyet |
key | kilit |
and | ve |
is | olduğu |
EN Knowledge for identifying priority conservation areas, establishing effective and resilient ecological networks, enhancing species-based protection and preserving genetic diversity
TR Öncelikli koruma alanlarını belirleme, etkili ekolojik ağlar kurma, türe dayalı korumayı geliştirme ve genetik çeşitliliği koruma bilgisi,
Inglese | Turcu |
---|---|
effective | etkili |
ecological | ekolojik |
networks | ağlar |
based | dayalı |
diversity | çeşitliliği |
and | ve |
protection | koruma |
areas | alanlarını |
EN takes stand against all forms of discrimination, considering differences and diversity as a source of richness.
TR Her türlü ayrımcılığa karşıdır ve farklılıkları zenginlik olarak algılayıp değerlendirir.
Inglese | Turcu |
---|---|
against | karşı |
and | ve |
of | her |
EN As long as this approach, which does not pay regard to the society and its diversity, does not change, the rights and freedoms of any social segment cannot be guaranteed.
TR Toplumu ve onun içindeki çeşitliliği dikkate almayan bu yaklaşım biçimi değişmediği sürece hiçbir toplumsal kesimin hak ve özgürlükleri garanti altına alınamaz.
Inglese | Turcu |
---|---|
social | toplumsal |
guaranteed | garanti |
diversity | çeşitliliği |
as long as | sürece |
to the | altına |
this | bu |
approach | yaklaşım |
pay | bir |
and | ve |
not | hiçbir |
the | onun |
to | e |
EN Innovation and diversity in training methods; and
TR Eğitim yöntemlerinde yenilikçilik ve çeşitlilik,
Inglese | Turcu |
---|---|
training | eğitim |
diversity | çeşitlilik |
and | ve |
innovation | yenilik |
EN The diversity of Italian wine and cuisine is showcased at Sapori, which means ‘tastes’ in Italian.
TR İtalyan şarabının ve mutfağının çeşitliliği, İtalyanca’da ‘tatlar’ anlamına gelen Sapori’de sunuluyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
means | anlamına |
diversity | çeşitliliği |
and | ve |
the | gelen |
EN The diversity of Italian wine and cuisine is showcased at Sapori, which means ‘tastes’ in Italian.
TR İtalyan şarabının ve mutfağının çeşitliliği, İtalyanca’da ‘tatlar’ anlamına gelen Sapori’de sunuluyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
means | anlamına |
diversity | çeşitliliği |
and | ve |
the | gelen |
EN The diversity of Italian wine and cuisine is showcased at Sapori, which means ‘tastes’ in Italian.
TR İtalyan şarabının ve mutfağının çeşitliliği, İtalyanca’da ‘tatlar’ anlamına gelen Sapori’de sunuluyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
means | anlamına |
diversity | çeşitliliği |
and | ve |
the | gelen |
EN The diversity of Italian wine and cuisine is showcased at Sapori, which means ‘tastes’ in Italian.
TR İtalyan şarabının ve mutfağının çeşitliliği, İtalyanca’da ‘tatlar’ anlamına gelen Sapori’de sunuluyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
means | anlamına |
diversity | çeşitliliği |
and | ve |
the | gelen |
EN More than 3,500 public and private employers with a total of 13.4 million employees have signed up to the “Diversity Charta” to achieve equal workplace opportunities.
TR Kamu ve özel sektörden 3.500’ün üzerinde işveren 13,4 milyon çalışanıyla iş yerinde fırsat eşitliğini hayata geçirmek için “Çeşitlilik Paktı” birliğinde bir araya geldi.
Mustrà 50 di 50 traduzzioni