EN Stellar is a financial system that doesn’t depend on a central authority and is certainly cheaper and safer than the gray market alternatives currently in place
"central place" in Inglese pò esse traduttu in i seguenti Turcu parolle / frasi:
central | bir ile için merkezi orta |
place | alanı bu daha fazla de e fazla göre ile için içinde iş kadar nin olarak place plaza sonra sunar sırasında ve veya web yer yerde yeri zaman zamanda özel |
EN Stellar is a financial system that doesn’t depend on a central authority and is certainly cheaper and safer than the gray market alternatives currently in place
TR Stellar merkezi bir otoriteye dayanmayan bir finansal sistemdir ve halihazırda mevcut gri piyasa alternatiflerinden kesinlikle daha ucuz ve güvenlidir
Inglese | Turcu |
---|---|
financial | finansal |
central | merkezi |
gray | gri |
stellar | stellar |
and | ve |
certainly | kesinlikle |
market | piyasa |
cheaper | daha ucuz |
the | halihazırda |
EN Set up on central place for your customers (and employees) to find realiable answers
TR Müşterilerinizin (ve çalışanlarınızın) güvenilir cevaplar bulması için merkezi bir yere kurun
Inglese | Turcu |
---|---|
central | merkezi |
answers | cevaplar |
your customers | müşterilerinizin |
set up | kurun |
on | güvenilir |
and | ve |
EN Our customer engagement platform comes with a data management platforms that unites your customer data into one central place
TR Müşteri etkileşimi platformumuz, müşteri verilerinizi tek bir merkezi yerde birleştiren bir veri yönetim platformları ile birlikte gelir
Inglese | Turcu |
---|---|
customer | müşteri |
data | veri |
management | yönetim |
platforms | platformlar |
central | merkezi |
place | yerde |
comes | ile |
a | bir |
EN Because we had no place to stay, we stayed with a friend living in central Şanlıurfa for one month
TR Kalacak yerimiz olmadığı için, bir ay kadar Şanlıurfa’nın merkezinde ikamet eden bir arkadaşımın evinde kaldık
Inglese | Turcu |
---|---|
month | ay |
a | bir |
EN Because we had no place to stay, we stayed with a friend living in central Şanlıurfa for one month
TR Kalacak yerimiz olmadığı için, bir ay kadar Şanlıurfa’nın merkezinde ikamet eden bir arkadaşımın evinde kaldık
Inglese | Turcu |
---|---|
month | ay |
a | bir |
EN Our recipe for success? Vibrantly central locations, combined with modern technology, reliable service, and great cuisine. Together, these elements create a place where meetings become synonymous with inspiration.
TR Başarı reçetemiz nedir? Canlı, merkezi mekanlar, modern teknoloji, güvenilir hizmet ve harika yemeklerle bir araya geliyor. Bu unsurlar birleştiğinde toplantıların ilham duygusuyla eş anlamlı hale geldiği bir ortam sunuyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
central | merkezi |
locations | mekanlar |
modern | modern |
technology | teknoloji |
reliable | güvenilir |
service | hizmet |
great | harika |
inspiration | ilham |
success | başarı |
these | bu |
and | ve |
a | bir |
meetings | toplantılar |
EN A 5?color screen in place of the central rearview mirror displays images of two cameras (one in the foot of the passenger mirror / one at the top of the swinging rear doors)
TR Merkezi dikiz aynasının yerine 5? renkli bir ekran, iki kameranın görüntülerini gösterir (biri yolcu aynasının dibinde / diğeri arkaya sallanan arka kapıların üstünde)
Inglese | Turcu |
---|---|
color | renkli |
central | merkezi |
images | görüntü |
passenger | yolcu |
rear | arka |
screen | ekran |
doors | kapı |
displays | gösterir |
EN Focus on a special city: this year’s central celebrations for the Day of German Unity are taking place in Halle in Saxony-Anhalt.
TR Çok özel bir kente bakış: Bu yılki Alman Birliği Günü merkezi kutlamaları Saksona-Anhalt eyaletindeki Halle kentinde yapılıyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
central | merkezi |
this | bu |
day | gün |
on | günü |
celebrations | kutlamalar |
years | bir |
EN Stellar is a financial system that doesn’t depend on a central authority and is certainly cheaper and safer than the gray market alternatives currently in place
TR Stellar merkezi bir otoriteye dayanmayan bir finansal sistemdir ve halihazırda mevcut gri piyasa alternatiflerinden kesinlikle daha ucuz ve güvenlidir
Inglese | Turcu |
---|---|
financial | finansal |
central | merkezi |
gray | gri |
stellar | stellar |
and | ve |
certainly | kesinlikle |
market | piyasa |
cheaper | daha ucuz |
the | halihazırda |
EN Because we had no place to stay, we stayed with a friend living in central Şanlıurfa for one month
TR Kalacak yerimiz olmadığı için, bir ay kadar Şanlıurfa’nın merkezinde ikamet eden bir arkadaşımın evinde kaldık
Inglese | Turcu |
---|---|
month | ay |
a | bir |
EN Because we had no place to stay, we stayed with a friend living in central Şanlıurfa for one month
TR Kalacak yerimiz olmadığı için, bir ay kadar Şanlıurfa’nın merkezinde ikamet eden bir arkadaşımın evinde kaldık
Inglese | Turcu |
---|---|
month | ay |
a | bir |
EN Our recipe for success? Vibrantly central locations, combined with modern technology, reliable service, and great cuisine. Together, these elements create a place where meetings become synonymous with inspiration.
TR Başarı reçetemiz nedir? Canlı, merkezi mekanlar, modern teknoloji, güvenilir hizmet ve harika yemeklerle bir araya geliyor. Bu unsurlar birleştiğinde toplantıların ilham duygusuyla eş anlamlı hale geldiği bir ortam sunuyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
central | merkezi |
locations | mekanlar |
modern | modern |
technology | teknoloji |
reliable | güvenilir |
service | hizmet |
great | harika |
inspiration | ilham |
success | başarı |
these | bu |
and | ve |
a | bir |
meetings | toplantılar |
EN A 5?color screen in place of the central rearview mirror displays images of two cameras (one in the foot of the passenger mirror / one at the top of the swinging rear doors)
TR Merkezi dikiz aynasının yerine 5? renkli bir ekran, iki kameranın görüntülerini gösterir (biri yolcu aynasının dibinde / diğeri arkaya sallanan arka kapıların üstünde)
Inglese | Turcu |
---|---|
color | renkli |
central | merkezi |
images | görüntü |
passenger | yolcu |
rear | arka |
screen | ekran |
doors | kapı |
displays | gösterir |
EN A 5?color screen in place of the central rearview mirror displays images of two cameras (one in the foot of the passenger mirror / one at the top of the swinging rear doors)
TR Merkezi dikiz aynasının yerine 5? renkli bir ekran, iki kameranın görüntülerini gösterir (biri yolcu aynasının dibinde / diğeri arkaya sallanan arka kapıların üstünde)
Inglese | Turcu |
---|---|
color | renkli |
central | merkezi |
images | görüntü |
passenger | yolcu |
rear | arka |
screen | ekran |
doors | kapı |
displays | gösterir |
EN Focus on a special city: this year’s central celebrations for the Day of German Unity are taking place in Halle in Saxony-Anhalt.
TR Çok özel bir kente bakış: Bu yılki Alman Birliği Günü merkezi kutlamaları Saksona-Anhalt eyaletindeki Halle kentinde yapılıyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
central | merkezi |
this | bu |
day | gün |
on | günü |
celebrations | kutlamalar |
years | bir |
EN One place to go is the Central Foreign and Specialized Placement Service (ZAV) of the Federal Employment Agency
TR Bu kişilerin başvurdukları başlıca kurumlardan biri Federal Çalışma Ajansının Yabancı Nitelikli İş ve İşçi Bulma Kurumu (ZAV)
Inglese | Turcu |
---|---|
federal | federal |
agency | ajans |
foreign | yabancı |
and | ve |
EN Build chatbots for your website, Facebook Messenger, Line, WhatsApp or Instagram from one central place and empower your customer experience by providing instant answers with dedicated integrations.
TR Crisp özel Chatbot kullanarak keşfedecek daha çok şey var.
Inglese | Turcu |
---|---|
and | özel |
EN Our customer engagement platform comes with a data management platform that unites your customer data into one central place
TR Müşteri etkileşimi platformumuz, müşteri verilerinizi tek bir merkezi yerde birleştiren bir veri yönetim platformları ile birlikte gelir
Inglese | Turcu |
---|---|
customer | müşteri |
data | veri |
management | yönetim |
central | merkezi |
place | yerde |
comes | ile |
a | bir |
EN Set up on the central place for your customers (and employees) to find reliable answers.
TR Müşterilerinizin (ve çalışanlarınızın) güvenilir cevaplar bulması için merkezi bir yerde kurun
Inglese | Turcu |
---|---|
central | merkezi |
place | yerde |
answers | cevaplar |
your customers | müşterilerinizin |
set up | kurun |
and | ve |
reliable | güvenilir |
EN With the help of Semrush, we empowered every single marketing team within the university to do what was done for the central sites.
TR Semrush'ın yardımı ile, üniversitedeki her bir pazarlama ekibinin merkezi siteler için ne yapması gerektiğiyle ilgili cesaretlendirdik.
Inglese | Turcu |
---|---|
semrush | semrush |
marketing | pazarlama |
central | merkezi |
sites | siteler |
team | ekibinin |
what | ne |
help | yardım |
with | ile |
EN “With the help of Semrush, we empowered every single marketing team within the university to double their traffic like we did for the central sites.”
TR Semrush yardımı ile, merkezi sitelerde yaptığımız gibi, üniversitedeki her bir pazarlama ekibi için trafiklerini ikiye katlama izni verdik. "
Inglese | Turcu |
---|---|
semrush | semrush |
help | yardımı |
central | merkezi |
marketing | pazarlama |
team | ekibi |
with | ile |
EN It is central to Elsevier's goal of achieving universal access to scientific, technical and medical research information.
TR Elsevier'in bilimsel, teknik ve tıbbi araştırma bilgilerine evrensel erişime ulaşma hedefinin merkezinde yer almaktadır.
Inglese | Turcu |
---|---|
universal | evrensel |
access | erişime |
and | ve |
medical | tıbbi |
information | bilgilerine |
technical | teknik |
research | araştırma |
scientific | bilimsel |
of | yer |
EN These finds, which come together with the products of the Central Anatolian Bronze Age civilizations, document that there is an advanced trade and culture exchange in the region
TR İç Anadolu Bronz Çağı uygarlıkları ürünleriyle bir arada çıkan bu buluntular bölgede gelişmiş ticaret ve kültür alış verişi olduğunu belgelemektedir
Inglese | Turcu |
---|---|
bronze | bronz |
trade | ticaret |
culture | kültür |
advanced | gelişmiş |
is | olduğunu |
and | ve |
these | bu |
products | bir |
EN Electronic music refers to music that emphasizes the use of electronic musical instruments or electronic music technology as a central aspect of the … read more
TR Electronic müzik Electronica olarak da anılır. Atası Lounge müziğin etkilerinden en fazla uzaklaşmış olan bir Downtempo türüdür. Temelinde ritm ve… Devamını oku
EN Electronic music refers to music that emphasizes the use of electronic musical instruments or electronic music technology as a central aspect of the sound of… read more
TR Electronic müzik Electronica olarak da anılır. Atası Lounge müziğin etkilerinden en fazla uzaklaşmış olan bir Downtempo türüdür. Temelinde ritm ve tempoyu… Devamını oku
EN Electronic music refers to music that emphasizes the use of electronic musical instruments or electronic music technology as a central aspect of the sound of the music. Historically, electronic… read more
TR Electronic müzik Electronica olarak da anılır. Atası Lounge müziğin etkilerinden en fazla uzaklaşmış olan bir Downtempo türüdür. Temelinde ritm ve tempoyu barındırır. Benzerlerinin aksine da… Devamını oku
EN Governance in a decentralized project is difficult, because by definition there are no central authorities to make decisions for the project
TR Merkeziyetsiz bir projede yönetim zordur zira tanım itibariyle proje için karar alacak merkezi bir yapı bulunmamaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
governance | yönetim |
decentralized | merkeziyetsiz |
central | merkezi |
decisions | karar |
project | proje |
a | bir |
EN Geyre Beldesi 13 km distance to the town center of Ataeymir Town, Ören, Yesilyurt, Yazir, Işıklar, Palamutçuk villages and Karacasu district surrounded by central residential units of 1486 hectares in an average of 600 metric meters
TR Geyre Beldesi İlçe merkezine 13.km mesafede Ataeymir Kasabası, Ören, Yeşilyurt, Yazır, Işıklar, Palamutçuk köyleri ve Karacasu ilçe merkez yerleşim birimleriyle çevrili 1486 hektar yüz ölçümde ortalama 600 mt
Inglese | Turcu |
---|---|
km | km |
karacasu | karacasu |
average | ortalama |
to | e |
and | ve |
EN "I'd consider Central Park as the oasis of NYC. It's a little bit of tranquility in a city that never sleeps. Stop in, grab a map and you can easily spend a whole day exploring this huge park. Enjoy!"
TR "Böyle büyük binalarla dolu bir şehirde böyle bir park alanı ayırmak ve bu Park'ı bu denli güzel korumak ve geliştirmek Şehrin nefes almasını sağlamış."
Inglese | Turcu |
---|---|
city | alan |
huge | büyük |
park | park |
this | bu |
and | ve |
a | bir |
EN "One of the best park I have ever seen Central Park is still the coolest, Park Güell still the most fairy, Retiro is the most laid back but the Gorky is different then them all and very very impressive"
TR "Çok güzel ve kalabalık bir park. Mutlaka görülmesi gerekir. İçerisinde bisiklet kiralama imkanı mevcut. Güzel havada uzunca zaman geçirmek ve dinlenmek için mükemmel bir yer."
Inglese | Turcu |
---|---|
park | park |
very | mükemmel |
and | ve |
different | bir |
of | in |
EN The 260 branded residences are part of the Quasar Istanbul complex, a new mixed-use development in the central business district
TR 260 Markalı rezidans, merkezi iş bölgesinde bulunan yeni bir çok amaçlı kullanım tesisi olan Quasar İstanbul kompleksinin bir parçasıdır
Inglese | Turcu |
---|---|
part | parçası |
central | merkezi |
branded | markalı |
use | kullanım |
quasar | quasar |
are | bulunan |
new | yeni bir |
EN Fairmont Beijing located in the heart of the Chaoyang Central Business District.
TR Fairmont Beijing, Chaoyang Merkezi İş Semti’nin kalbinde yer alır.
Inglese | Turcu |
---|---|
fairmont | fairmont |
beijing | beijing |
chaoyang | chaoyang |
in the heart | kalbinde |
central | merkezi |
EN If you log in to Commission Junction’s Affiliate Network you can view all reports and earnings in one central location.
TR Commission Junction'ın Bağlı Kuruluş Programına kayıtlıysanız, tek bir konumdan tüm raporları ve kazançları görüntüleyebilirsiniz.
Inglese | Turcu |
---|---|
you can view | görüntüleyebilirsiniz |
affiliate | kuruluş |
and | ve |
all | tüm |
reports | raporları |
EN “Innovation is the central issue in economic prosperity.”
TR "Ekonomik başarıda, inovasyon temel konudur."
Inglese | Turcu |
---|---|
economic | ekonomik |
innovation | inovasyon |
EN Securely transcribe video calls, webinars, conference calls, and online meetings. Search, share, and gain insights from text transcripts all in one central location.
TR Görüntülü aramaları, web seminerlerini, konferans görüşmelerini ve çevrimiçi toplantıları güvenli bir şekilde transkribe edin. Tek bir merkezi konumda metin transkriptlerinde arama yapın, paylaşın ve öngörüler elde edin.
Inglese | Turcu |
---|---|
video | görüntü |
share | paylaşın |
text | metin |
central | merkezi |
calls | aramaları |
online | çevrimiçi |
search | arama |
securely | güvenli bir şekilde |
conference | konferans |
and | ve |
meetings | toplantıları |
gain | edin |
EN Drag and drop file folders allow you to organize all your interviews in one, easy-to-use, central location.
TR Sürükle ve bırak dosya klasörleri, tüm görüşmelerinizi tek, kullanımı kolay, merkezi bir konumda düzenlemenize olanak tanır.
Inglese | Turcu |
---|---|
file | dosya |
interviews | görüşmelerinizi |
central | merkezi |
use | kullanımı |
easy | kolay |
drop | bırak |
all | tüm |
and | ve |
EN Sonix's online platform allows you to keep all your edits, highlights, and strikethroughs in one central location so that anyone can access anytime from anywhere.
TR Sonix'in çevrimiçi platformu, tüm düzenlemelerinizi, vurgularınızı ve üst çizimlerinizi tek bir merkezi konumda tutmanıza olanak tanır, böylece herkes her yerden her zaman erişebilir.
Inglese | Turcu |
---|---|
platform | platformu |
central | merkezi |
access | erişebilir |
online | çevrimiçi |
anytime | her zaman |
all | tüm |
anywhere | her |
and | ve |
from | yerden |
EN Remove the tedious and time-consuming back-and-forth process between storyteller and audio engineer by having all your edits, highlights, and strikethroughs in one central location.
TR Hikaye anlatıcısı ve ses mühendisi arasındaki sıkıcı ve zaman alıcı süreci tek bir merkezi konumda düzenlemeler, önemli noktalar ve üst çizimlerinizi bulundurarak ortadan kaldırın.
Inglese | Turcu |
---|---|
remove | kaldırın |
process | süreci |
edits | düzenlemeler |
central | merkezi |
tedious | sıkıcı |
time | zaman |
between | arasındaki |
by | üst |
EN Create one central location by faculty, classroom, or team and invite anyone you wish into the Sonix workspace
TR Fakülte, sınıf veya ekip tarafından tek bir merkezi konum oluşturun ve dilediğiniz herkesi Sonix çalışma alanına davet edin
Inglese | Turcu |
---|---|
create | oluşturun |
central | merkezi |
team | ekip |
invite | davet |
sonix | sonix |
by | tarafından |
and | ve |
or | veya |
EN Having a central location for all your audio, video, and transcripts makes navigating and collaborating on content a breeze.
TR Tüm ses, video ve transkriptleriniz için merkezi bir konuma sahip olmak, içerikte gezinmeyi ve işbirliği yapmayı bir esinti haline getirir.
Inglese | Turcu |
---|---|
central | merkezi |
location | konuma |
video | video |
all | tüm |
for | için |
a | bir |
EN With all your edits, highlights, notes, and comments in one central location to keep editors, producers, and staff on the same page.
TR Editörleri, yapımcıları ve personeli aynı sayfada tutmak için tüm düzenlemeler, vurgular, notlar ve yorumlarınızı tek bir merkezi konumda bulabilirsiniz.
Inglese | Turcu |
---|---|
edits | düzenlemeler |
notes | notlar |
comments | yorumlar |
central | merkezi |
staff | personeli |
page | sayfada |
all | tüm |
and | ve |
the | aynı |
same | bir |
to keep | tutmak |
EN Central storage and data management
TR Merkezi depolama ve veri yönetimi
Inglese | Turcu |
---|---|
central | merkezi |
storage | depolama |
and | ve |
management | yönetimi |
data | veri |
EN Files can be accessed by multiple users from one central location so you can stay organized and always have the information you need at your fingertips.
TR Dosyalara tek bir merkezi konumdan birden fazla kullanıcı tarafından erişilebilir, böylece düzenli kalabilir ve ihtiyacınız olan bilgileri her zaman parmaklarınızın ucunda bulabilirsiniz.
Inglese | Turcu |
---|---|
central | merkezi |
organized | düzenli |
users | kullanıcı |
so | böylece |
by | tarafından |
information | bilgileri |
always | her zaman |
you need | ihtiyacınız |
and | ve |
the | birden |
EN Highlight sections of calls and make notes so you have all your call information in one central location.
TR Aramaların bölümlerini vurgulayın ve tüm arama bilgilerinizin tek bir merkezi konumda olması için not alın.
Inglese | Turcu |
---|---|
central | merkezi |
calls | aramaları |
call | arama |
all | tüm |
of | in |
and | ve |
in | için |
EN Central, secure storage for all your data
TR Tüm verileriniz için merkezi, güvenli depolama
Inglese | Turcu |
---|---|
central | merkezi |
your data | verileriniz |
storage | depolama |
all | tüm |
EN Attending meetings and experiencing first-hand that we are not alone in our addiction is a central part of the recovery journey
TR Toplantılara katılmak ve bağımlılığımızda yalnız olmadığımızı ilk elden deneyimlemek, iyileşme yolculuğunun merkezi bir parçasıdır
Inglese | Turcu |
---|---|
meetings | toplantı |
not | olmadığı |
central | merkezi |
part | parçası |
and | ve |
first | ilk |
EN Fintech institutions operating in the field of payments will be provided with access to payment systems and public databases operated by the Central Bank of the Republic of Turkey.
TR Ödemeler alanında faaliyet gösteren FinTek kuruluşlarının, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca işletilen ödeme sistemlerine ve kamusal nitelikteki veri tabanlarına erişimi sağlanacaktır.
Inglese | Turcu |
---|---|
institutions | kuruluşlar |
access | erişimi |
and | ve |
public | kamusal |
turkey | türkiye |
in the field | alanında |
payment | ödeme |
of | nın |
EN Our ticketing software will help your agents to keep an eye on customer support requests in one central shared inbox while taking advantages from all the features included.
TR Biletleme yazılımımız, dahil olan tüm özelliklerden yararlanırken acentelerinizin tek bir merkezi paylaşılan gelen kutusunda müşteri destek taleplerini takip etmelerine yardımcı olacaktır.
Inglese | Turcu |
---|---|
customer | müşteri |
central | merkezi |
included | dahil |
help | yardımcı |
support | destek |
will | olacaktır |
shared | paylaşılan |
software | yazılım |
all | tüm |
EN Document office policies, company goals, employee contact info, engineering practices — any important info — in one central location
TR Ofis politikalarını, şirket hedeflerini, çalışan iletişim bilgilerini, mühendislik uygulamalarını - tüm önemli bilgileri - tek bir merkezi konumda belgeleyin
Inglese | Turcu |
---|---|
office | ofis |
company | şirket |
employee | çalışan |
contact | iletişim |
engineering | mühendislik |
important | önemli |
info | bilgileri |
central | merkezi |
one | tek |
EN This means the system can achieve consensus without a central authority and tolerate malicious users as long as a supermajority of the stake is in non-malicious hands
TR Bu da sistemin merkezi bir otorite olmadan mutabakata varabileceği ve stake etme üstünlüğünün kötü niyetli olmayan kişilerde olduğu müddetçe kötü niyetli kullanıcıları tolere edebileceği anlamına gelir
Inglese | Turcu |
---|---|
means | anlamına |
central | merkezi |
as | gelir |
without | olmadan |
and | ve |
in | da |
this | bu |
the | etme |
users | kullanıcıları |
is | olduğu |
a | bir |
Mustrà 50 di 50 traduzzioni